Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Dört Mezheb Arası İhtilaflar
Ahmed Cevdet Paşa (1312/1895) diyor ki: "Dört mezheb arasındaki ihtilaflar şuna benzer: Bir şehir halkı, önlerine çıkan bir meselede kanunda hal tarzı bulamazlarsa, o şehrin ileri gelenleri toplanıp, o işi kanunun münasip bir maddesine benzeterek yaparlar. Bazen uyuşamayıp, bazıları, devletin maksadı ta'mir-i bilad ve terfih-i ibâddır, yani beldelerin imarı ve insanların rahatlığıdır diye düşünerek, kanunun herhangi bir maddesine benzeterek hallederler. Bunlar Hanefi mezhebine benzer. [Hanefilerin istihsana çok yer vermeleri imâ edilmektedir.] Bazıları da hükümet merkezinden gelen memurların hareketlerine bakarak, o işi bunların hareketlerine uydurur. Devletin maksadı böyledir, derler. Bunlar da Mâlikî mezhebine benzer. [Mâlikîlerin Medine ameline itibar etmeleri imâ edilmektedir.] Bazıları da kanunun ifadesine, yazının gidişine bakarak o işi çözme yolunu tutarlar. Bunlar da Şafi'î mezhebine benzer. [İmam Şafi'î'nin lisana vukufu ve ictihadlarında lügat hususiyetlerine öncelik vermesi imâ edilmektedir.] Nihayet bazıları da, kanunun başka maddelerini de toplayıp, birbiriyle karşılaştırarak bu işi doğru yapabilmek yolunu ararlar. Bunlar da Hanbelî mezhebine benzer. [Ahmed bin Hanbel'in hadîsleri kabul hususunda esnek davranışı ve Hanbelilerin de kıyasa gitmek yerine, ictihadlarında bu farklı hadîslerden istifade etmeleri imâ olunmaktadır.] İşte şehrin ileri gelenlerinden her biri, bir yol bulur ve bu yolun doğru ve kanuna uygun olduğunu söyler. Kanunun istediği ise bunlardan biridir, diğerleri ise yanlıştır. Ancak kanundan ayrılmaları, kanuna ve devlete karşı gelmeleri maksadıyla değildir. Hepsi kanuna uymak, devletin emrini yerine getirmek için çalıştığı için, kendilerine birşey söylenemez. Hatta bu yaptıkları takdir edilir. İşte dört mezheb arasındaki ihtilaflar da böyledir.
·
17 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.