Hem, bir kıza getirilen taze çiçekler sağ koltuk dururken asla bagaja konmaz. Bunu bilmiyorsa seni solduracaktır. (Syf. 17)
Birlikte adı konulmuş bir şey yaşadığınız insanları daima hatırlar, yaşadığınız şeyin adını bir türlü koymadıklarınızı ise asla unutmazsınız. (Syf. 20)
Bir insan kaç kez ölür ya da öldürülür? (Syf. 22)
Bir erkek, bir kadının nesiyle seviştiyse yalnızca onu iyi tanır… Bir kadınsa bir erkeğin nesiyle sevişemediyse yalnızca onu ister.(Syf. 25)
Halbuki herkesten kaçabilir, bir tek kendimizden kaçamazdık. (Syf. 38)
Sorulmadan anlatmayan insanlar çekicidir fakat sorduğunuz soruya cevap bile vermeyenler ulaşılmazdır. (Syf. 53)
Çünkü size göre, güçlü görünen insanlar diğerlerine güçsüzlüklerini hatırlatmak için gelmişlerdir dünyaya yani zayıf karakterli biriyseniz, benliğiniz her zaman parlamaya ihtiyaç duyacaktır. Benimki gibi. (Syf. 57)
…. yeryüzü mutsuz çocuklarla dolu ve ben onların tanrısıyım. Mutsuz çocukları görür görmez tanımayı, mutlu çocukları kıskana kıskana öğrendim. İyi babaları ise kötüsüyle yaşaya yaşaya. Kötü bir babayla yaşamak senin mutsuzluğun tanrısı yapar ve mutsuzluğun tanrısıysan bir şair gibi deliliğe yaman oyunlar oynarsın. (Syf. 64)
Birisi hayatı boyunca hep aynı yerde ve aynı şekilde oturursa, bir gün gidip baktığında onun orada oturmadığını görmek seni perişan eder. (Syf. 65)
Halden anlamak, içine almak, dahil etmek, yakın durmak, kabul etmek, kişinin neye ihtiyacı olduğunu ilk bakışta fark etmek gibi sezgi ve olgunluk isteyen eylemler hisli insanlara mahsustur; hırslı olanlara değil. (Syf. 66)
Bazı insanlar dünyaya öyle bir ışıkla kuşanmış halde geliyorlar ki, o ışık, kamaştırdığı gözlerin ferini söndürebiliyor. Bir göz kamaşması kadar kısa bir sürede olup bitiyor her şey. (Syf. 73)
Yazmak, edeplice kusabilmektir. (Syf. 74)
Bugün en fazla zevk verecek olan, yarın canını en fazla yakacak olandır ve yarına kadar mutlu olmak bütün düğünlerin hakkıdır; değil mi ama? (Syf. 86)
İnsan rahatlıkla aldatabiliyor da, aldatılmayı asla kaldıramıyor. (Syf. 89)
Yeryüzündeki tek bir insanın herhangi bir zaafına yenik düşmesi bile, geride kalan pek çok insanın hayatını etkileyebiliyormuş… (Syf. 145)
Her şeye rağmen yaşamayı göze al; bak neler oluyor… (Syf. 157)
Her ne yaşanmış olursa olsun kalbinizin, hayatın devam edilebilir bir şey olduğu dayatmasına ne çabuk kapılıyorsunuz. Koruya koruya bitiriyorsunuz kendinizi. (Syf. 170)
Nefret ettiğin birini unutamıyorsan, onu seviyor olduğun gerçeğini hatırla! (Syf. 207)
Hayata bir şey vermemişsek onun bize verdiğini küçümseme hakkımız yoktur. (Syf. 233)
Birini görmek istersen gözünün önünde durur. Görmek istemiyorsan, gözünün önünde de dursa görmezsin onu. (Syf. 235)
… her şey kronolojiktir hayatta. Çekilen acılar bile. Önce doğarsın. Büyümeye başlarsın ve bir şeyler yaşamaya… Bir şeyler yaşaya yaşaya büyürsün. Herkesin büyüyüşü bir olmaz. Kronoloji aynıdır; yaşananlar başkadır. (Syf. 250)
·
43 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.