Merhaba Sevgili Kitapseverler Bugün sizlere bir çocuk kitabı ile geldim. Sayfamda ilk kez bir çocuk romanına yer vereceğim ve bundan sonra da ara ara böyle kitaplara yer vermeyi düşünüyorum. Henüz bir anne olmasam da gelecekteki miniğime bir kütüphane oluşturma planı ile böyle bir karar aldım. Şimdi hadi gelin sizleri kendi küçük olsa da yüreği kocaman Ömer ile tanıştırayım. Ömer ailesiyle beraber Stuttgart’a yaşamaktadır ve dört kişilik çekirdek bir ailenin büyük çocuğudur. Ömer’in bir de Cahide isminde küçük bir kardeşi vardır. Baba mühendis, anne ise özel bir anaokulunda öğretmen… Bu sevgi dolu anne baba hayatın getirmiş olduğu yoğun çalışma temposuna rağmen çocuklarına vakit ayırmanın her zaman bir yolunu bulurlar. Bu arada tüm bunları nereden mi biliyorum? Ömer annesinin hediye ettiği bir günlük tutuyor. Biz de bu günlüğü okuyarak , Ömer’in bazen acı bazen de tatlı anılarını kendi ağzından dinliyoruz. Ömer ile beraber bazı olaylardan ders çıkarıp yardımlaşmayı... Anne ve baba önemini... Büyüklerimize saygıyı ve hayvanlara güzel davranmayı...Türkçe’nin doğru kullanımını, merhameti .... vb bir çok güzel alışkanlıklar ediniyoruz. Ömer’in arkadaşlarıyla olan anılarında da her çocuğun maalesef ki aynı koşullarda olmadığına acı ama gerçek bir şekilde bir kez daha tanık oluyoruz. Ömer karne alır ve yaz tatiline girer. Yaz tatili planı olarak da Türkiye’de Aydın Didim' de yaşayan dedelerine gideceklerdir ailecek. Arabaya binerler, kardeşiyle emniyet kemerlerini takmayı ihmal etmezler ve yolda bir ara her iki ufaklık da uyuyakalır. Ömer uyadığında kendini arabada değil de bir hastanede bulur. Bir trafik kazası geçirirler ve anne ile baba maalesef hayatını kaybeder. Ömer artık kardeşi ile birlikte dedesine emanettir. Dedesinin konağında dedesinin eşi (üvey babaanne) Dilde Hanım ve konak çalışanlarıyla birlikte yaşayacaklardır. Peki bundan sonra Ömer ve kardeşi Cahide'yi nasıl bir hayat beklemektedir? Dilde Hanım, anne ve babasız bu iki kardeşi kendi öz torunu gibi benimseyebilecek midir?