Her bir Yıldız kaydığında
Yıldırımlar kurşuni gök kubbeyi
binlerce kez sarsar
Çifte su verilmiş
Ve
tavında dövülmüş halep işi bir hançer inceliğiyle
Her Yıldız kaydığında gökyüzünde
Baldıran zehri değdirilmiş damağına
Büyük bir Ozan yürür ölümsüzlüğe
korkusuz dertli bir ozan
harap bir ülkeyi
bir şehri
Kısacası
Bir ormanı
Ve binlerce fidanı
Sonsuza dek
Meşale olup aydınlatmış
Dertli bir ozan
Kimine göreyse
Zifri karanlıkta
Dağların kuytluğunda
Pusuya düşürülerek
İflahı kesilmiş
namlı bir eşkiya
Boyanırken ufuk çizgisi askeri kızıla
boylu boyunca uzatılır soğuk musalla taşına
aman vermez
Yıkayıcılar
Yunmak için
Aman vermez
Yazıcılar
Kuşluk ajanslarına
İlk haber olarak düşmek için
Aydınlanır yeryüzü
kapatmalar
Faş olur
Yaşlı ve takatsiz dünyanın tanıklığında
Olanca çıplaklığıya
diz boyu rezilik
Kokuşmuşluk
İnsanın insana kıyıcılığı
Kıyıya vurur insanlık
Katil balina tarafından
Ustaca
Göğsü parçalanmış
Bir Yunus gibi
Ve
Güneş saçlı
Deniz gözlü çocukların
Işığını kaybetmiş
Feri sönmüş gözlerinde
Sözcükler nefessiz kalır
İnsanlık sessizce ölür
Her ne kadar
O an
Depreşip
Silkinse de
İnsanlığın mahşeri vicdanı
Bir anlığına
güzelleşir
Ardından
tartışmalı bir mahkeme kararına
Muhalif bir üyenin yetersiz şerhi gibi esasın arasında
veya
telaşlı bir yosmanın silüeti gibi sisli bir bulvarın ardında kaybolur
Buzun üzerine yazılmış
Umumi efkarın
Acının şevhetine kapılmış
Tumturaklı nutku gibi
Tükenir çarçabuk
Herşeyin çarçabuk tüketildiği gibi
Tükenir fenikerek
Selasız
Selamsız
Veda edilir
Haykırıp korkmadan
Gerçekleri
Dile getiren
Mert bir ozanın
Dizileri ardında
Susar yaşlı ozan
Susar
bütün kurt kuş alem
Yiğit bir ozan için
Kaf dağına göçerken
Ağıt yakmak neye yarar