O / Hakkari'de Bir Mevsim okumadan bundan bir kaç yıl önce kitabın filmini izlemiştim.Genelde tercihim, filmin kitabı varsa önce kitabını okumak sonrasında filmini izlemek olur. Çünkü filmler, kitapların kişiye bıraktığı çoğu boşluğu tamamlıyor ve öyle sunuyor seyirciye . Bu yüzden kitabı okuduktan sonraki pişmanlığım keşke filmine kitaptan sonra denk gelebilmiş olmamdı. Ama bunlara rağmen yazar hâlâ doldurulacak , tamamlanacak bir çok şey bırakmış.
Ferit Edgü kitap boyunca başından geçenleri , olayları , kişileri,yerleri küçürek öykü şeklinde aktarmış. Bu hem kitabı sürükleyici kılıyor hem de yarım kalmış gibi duran birçok olayı kafamızda tamamlamamıza olanak sağlıyor. Kitap boyunca Hakkari'nin kışa gömülmüş o ıssız dağında insanlarını anlıyor,gece olunca kişiyi düşüncelere iten o sessizliği, iç monoloğu bizzat yaşıyor duruma geliyorsunuz. Bu etkileri kitabın filmi boyunca da hissettmiştim. Severek okuduğum bir eser oldu
O / Hakkari'de Bir Mevsim . Hayata yalnız ve Hakkari'nin ıssız bir köyünde kışı en zorlu , insanın alışmış olduğu insanlardan farklı, onların dilinden anlamaya çalışan ,onlara ve kendine bir şeyler kazandırmaya çalışan bir öğretmenin hikayesi.
İlerisi için bir öğretmen adayıyım. Ve hayata bu öğretmenin gözü ile bakmak çok güzel şeyler kazandırdı bana okuma düşüncesi içinde olanlar için kesinlikle tavsiyemdir.
Sen benden , ben senden olduğum halde, garip, yüzyıllar boyu hiç öğrenememişiz birbirimizin dilini. Sayfa:12
Unutmayın ki, kitaplarda yazılanlar , okullarda öğretilenler her zaman doğru değildir. Benim için doğru olan sizin için gerekli değildir. Eğer öğrettiklerimin çoğu böyleyse bağışlayın beni. Sayfa:188/ Son Ders
