Gönderi

The Listener
"Olur da eğilip yerden bir sopa alacak olursam, köpeğim önüme düşüyor hemen. Beklenen şey gerçekleşti işte. Köpeğimin bir görevi var artık... Görevinin içeriği hakkında kafa yorması gerektiğini hiç düşünmüyor. O an düşünebildiği tek şey, görevini yerine getirmek. O sopayı kapıp getirmek için, mesafeyi dikkate almaksızın, karşısına çıkan her engeli aşarak koşuyor ya da yüzüyor. Sopayı alınca da onu geri getiriyor. Zira görevi sopayı almakla sınırlı değil, onu geri getirmesi de gerekiyor. Buna rağmen bana yaklaştıkça adımlarını yavaşlatıyor. Sopayı bana verip görevini sona erdirmek istese de, yapması gerekeni yapmaktan, tekrar bekleme konumuna geçecek olmaktan nefret ediyor. Benliğin ötesinde bir şeylere hizmet etmek, benim için olduğu kadar onun için de önemli. Ben hazır olana kadar beklemesi gerekiyor. Sopayı uzağa fırlatacak benim gibi birine sahip olduğu için şanslı bir köpek o. Ben de, tanrının benim için bir sopa fırlatmasını bekliyorum. Uzun zamandır bekliyorum bunu. Dikkatini bana ne zaman tekrar yönelteceğini, bana, benim Monty'ye verdiğim gibi bir görev ne zaman vereceğini, bir daha verip vermeyeceğini kim bilebilir ki?" Alan Wheels
·
20 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.