Gönderi

Uriel Da Costa
Bu meseleler hakkında düşündükçe daha fazla kurt düşüyor­du içime. Sonunda kaçışı olmayan bir kafa karışıklığı, bıkkın­lık ve sıkıntı girdabına düştüm. Günahlarımı Roman ritüelle­rine göre itiraf edemez ve benden beklenenleri yapamaz ol­dum. Ruhumun selamete eremeyeceğinden korkmaya başla­dım. Beşikten beri içli dışlı olduğum ve inanç yoluyla içime işlemiş olan dini, bir anda reddetmek imkansız olduğundan kuşkularımı sesli dile getirmeye başladım (yirmi iki yaşında vardım yoktum): Öbür dünya için söylenenler uydurma ola­bilir miydi? Bu söylenenlere duyulan inanç, akılla bağdaşıyor muydu? Çünkü aklım pek çok şeyi gözüme sokar gibi tekrar tekrar hatıriatıyordu bana ve kulağıma (inanca) taban tabana zıt şeyler fısıldıyordu.
Sayfa 110 - İletişim Yayınları
·
44 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.