Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

392 syf.
·
Puan vermedi
İnsân-ı Kâmil" olarak İslâm kültüründe kendisine geniş bir yer bulan düşünce sistemi, Doğan Cüceloğlu'nda "Savaşçı" tabiriyle karşılanmaya çalışılmış diyebiliriz. Tabi tahmin edileceği gibi, burada savaşçının dini boyutlarına girilmemiş. Ben kitabın olumlu yanından ziyade olumsuz taraflarına vurgu yapmak istiyorum, zîrâ okuyan herkes ayıla bayıla kitabı bitirdiğini dile getirmiş. Savaşçının özellikleri sıralanmış, son derece önemli noktalara vurgu yapılmış(örneğin; ölüm bilinci) lâkin insan yaşamını savaşçı olarak sürdürürken sadece kendisi için anlamlı kılma çabasında olarak gösterilmiş. Sadece daha anlamlı, daha dolu bir yaşam için savaşçı olmak gerekliliği üzerinde durulmuş. Peki insana yaşaması için o hayatı kim verdi? Bu kadar üstün özelliklere sahip, insanlara saygı duyup alçakgönüllü yaşayan ve teşekkür etmesini bilen savaşçı için bu nokta neden düşünülmez yahut bu noktaya neden yer verilemez? Kitapta geçen bir cümle ile örnek vereyim: "Savaşçı hapishanede değil, çünkü o bilinçli olarak kendi seçtiği seçenekler içinde bir yaşam yaratıyor, kendi istediği yaşamı yaşıyor" Sanırım kaza-kader ve ilahi kanunların üzerinde, iddialı bir söz olduğunu bir tek ben düşünmüyorumdur. Zîrâ "yaratma" eylemi insanın bir özelliği değildir, insan ancak olan şeyler üzerine bir şeyler inşa edebilir.. Bir başka husus Osmanlı İmparatorluğu ile ilgili yanlış/yanlı bilgi aktarımı. Güya olumsuz durumla ilgili örnekler veriyor ama nedense gidip bu örneği Osmanlı Devletini kullanarak, ünlü Altan kardeşlerden "Çetin Altan" denilen sözde tarihçinin kitabından alıntılar yaparak veriyor. Sayfa: 146-147 ve 184-187 Dileyenler araştırdığı zaman görecekki verdiği örneğin gerçekliği şaibeli, kesin bir yeri yok tarihte. Hatta bazı tarihçiler yalan bile olduğunu yazmışlar.. Bir önemli husus ise İslâmî terminolojide önemli yeri olan "Bütün hikmetlerin kaynağı Allah korkusudur" düsturu ile ilgili yazdığı yanlış bilgiler.. Haşa Allah ın vereceği cezadan, cehenneme atılma korkusundan dolayı insanların bir anlamda rol yaptıklarından dem vuruyor. Fakat bu sözün manasını gerçekten araştırmış birisinin alacağı cevap kısaca şudur: "Allah'ın sevgisinin, muhabbetinin hayatımızda olmayacağından korkmak." Hatta bir tık daha ileri giderek, yanlış bir davranış örneği sergileyen anneden bahsederken "Cennet annelerin ayakları altındadır." hadisini kullanıp; bir anlamda hem anneyi tek bir davranışıyla yargılıyor hem de hadisi bütün annelerin cennete gideceğini vaat ettiğini sanarak alaya alıyor. Doğrusu öğrenmek isteyenler için buyrun; siyervakfi.org/cennet-anneleri... Aralara eklediği psikolojik tahliller ve açıklamalar açıkçası hoşuma gitti. Doğru yerlerde doğru örneklerle anlamamız gerekenleri daha net bir şekilde oraya koymuş. Ölüm farkındalığı, yaşarken bir "hiç" olma, özünde vâr olan potansiyele erişmek için çabalama vb. özellikler sıraladığı savaşçı, benim gözümde kâmil insanın laik versiyonu ama bir tık düşüğü :)
Savaşçı
SavaşçıDoğan Cüceloğlu · Remzi Kitabevi · 20219,8bin okunma
86 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.