Tam da psikiyatri stajını aldıktan sonra tesadüfen okuma fırsatı bulduğum bu kitap bana çok iyi geldi.
Yazar, İvan Dmitriç’i muhtemelen bir şizofreni hastası olarak betimlemiş. Verdiği detaylar çok gerçekçi. Hastalık sürecini güzel yansıtmış. Andrey Yefimıç ise yozlaşmış, her şeye gözlerini kapamış bir doktor. Hevesle başladığı mesleğinin sonucunda böyle bir duruma düşmesi beni biraz kötü etkiledi. “İdealistliğim nereye kadar sürecek? Acaba ben de her şeyi bir kenara bırakıp, bıkmış bir doktor mu olacağım?” diye düşündürdü. Düşüncesi korkutucuydu ama içimde öyle olmayacağıma dair savaşlar verirken buldum kendimi.
Biraz empati kurduğum, biraz kendimi ve isteklerimi sorguladığım bir kitap oldu. Tavsiye ederim :)