seni kurşuna dizerler,
bir çocuk cesedini sektirirler ayaklarında.
hayat, zamansız bir ölümdür orta doğu'da
göçten kalan açık bir yara ve
soyguncular halay çekerken ganimetin başında
doğmak, pişman olmanın yarısıdır orta doğu'da
her şeyi anladım sanmanın
dudaktan esirgediği o çelimsiz gülüş...
anne! ne yaman yalnızız
tek kişilik aşklar destan olur orta doğu'da
göğsüme kıvrılıp yatar bir soğuk
ah! dedim, kaburgama çarpan ayaz nerede
sabahlar avluya geç kalır orta doğu'da
bir tayın gözlerine sinmiş yorgunluk
kurşun tükürür bir tüfek
gülmek yakışmaz hiçbir kahkahaya
özgürlük, bir organ mafyasıdır orta doğu'da söyleyemediklerini sessizliğe emanet eder bir kadın nasıl da büyüyüp buluşmuştur kendi yasıyla
eksik kalmak bir alışkanlıktır orta doğu'da
kimseye eyvallahı olmayan bir kırgınlık bendeki
ne unutulan, ne hatırlanabilen
babalar, ağlamanın başka bir yolunu dener orta doğu'da
şimdi kim söyleyecek yapraklara sonbaharın geldiğini
kar üşür, kimse inanmaz elleri olduğuna
tütünle çömelir yüzyıllık bir dalgınlık orta doğu'da
bir yolu ortalayıp yürür, uçmaya üşenen kuşlar
kıyamet gerçek yüzünü gösterir kıvamında bir yalanla
derin bir mütarekedir kabullenmek orta doğu'da
*coşkuyla gittiğim her yerden,
elimi tel örgülere sürerek geri döndüm
döndüm ve kalmadığım yerden devam ettim
herkesin özlediği bir uzak vardır orta doğu'da*