Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Frida Kahlo ve Diego Rivera Frida ve ünlü Meksikalı muralist Diego Rivera ilk kez 1922’de lisede bir proje üzerinde çalışmaya gittiğinde tanıştılar. Frida, Rivera’nın okulun konferans salonunda “The Creation” adlı bir duvar resmi yapış süreci boyunca Diego’yu sık sık ziyaret etti. Rivera’dan hem sanatsal ve hem de duygusal anlamda oldukça etkilenen Frida söylentilere göre, bir arkadaşına bir gün Diego’nun bebeğini doğuracağını söylemişti. Sonrasında geçirdiği otobüs kazası nedeniyle yıllarca evde ve yatarak yıllarını geçiren Frida, nekahat döneminden sonra Diego ile bir kez daha tanıştığı Meksika Komünist Partisi’ne katıldı. Ona çalışmalarından bazılarını gösterdiğinde Diego onu resim yapmaya devam etmesi için teşvik etti. 1928 yılında Frida ve Diego’nun romantik ilişkisi başladı ve Diego zamanlar evli olduğu eşinden ayrılarak 1929 yılında Frida ile evlendi. Frida Kahlo: Hayatı, Eserleri ve Bilinmeyenleri Birlikte geçirdikleri ilk yıllarda Frida, Diego’nun aldığı komisyonların nerede olduğuna bağlı olarak sık sık onunla birlikte seyahat etti. 1930’da San Francisco, California’da yaşadılar. Daha sonra Diego’nun Modern Sanat Müzesi’ndeki gösterisi için New York’a gittiler ve sonrasında da Diego’nun Detroit Sanat Enstitüsü ile komisyonu için Detroit’e yerleştiler. Frida ve Diego’nun 1933’te New York’taki zamanı tartışmalarla çevriliydi. Nelson Rockefeller tarafından görevlendirilen Rivera, Rockefeller Center’daki RCA Binasında ‘Kavşaktaki Adam’ başlıklı bir duvar resmi yaptı. Rockefeller, Diego’nun daha sonra boyanacak olan duvar resmine komünist lider Vladimir Lenin’in bir portresini eklemesinden sonra proje üzerindeki çalışmayı durdurdu. Bu olaydan aylar sonra çift Meksika’ya döndü ve Meksika’nın San Angel kentinde yaşamaya başladı. Hiçbir zaman geleneksel bir birlikten yaşamayan Frida ve Diego, San Angel’da bitişik evler ve stüdyolar tuttular. Diego çapkın bir adamdı ve evlilikleri boyunca birçok sadakasizliği olmuştu ancak içlerinden Frida’yı en çok etkileyeni Frida’nın küçük kız kardeşi Cristina ile olan ilişkisi idi. Frida Diego’ya o kadar aşıktı ki, bütün bu olanlar onu çok üzmesine rağmen Diego’dan ayrılamadı. Ancak bu ailevi ihanete cevaben Frida, alametifarikası olan uzun siyah saçlarının çoğunu kesti. Onu derinden yaralayan bir diğer durum ise bir türlü çocuk sahibi olamamaktı. Diego’dan bir çocuğu olsun isteyen Frida, düşüklerle sonuçlanan birden fazla gebelik yaşadı. Bu fırtınalı ilişki boyunca Frida ve Diego bir ayrılık döneminden geçtiler, ancak sürgündeki Sovyet komünisti Leon Troçki ve eşi Natalya’ya 1937’de yardım etmek için tekrar bir araya geldiler. Meksika’ya sığınma hakkı alan Troçkiler, 1937’de Frida’nın çocukluk evi olan Mavi Saray’da onlarla birlikte kalmaya geldiler. Bir zamanlar Sovyet lideri Joseph Stalin’in rakibi olan Troçki, eski düşmanı tarafından öldürüleceğinden korkuyordu. Frida ve Troçki’nin bu süre zarfında kısa bir ilişki yaşadığı da söylentiler arasındaydı. Frida, Diego’dan 1939’da boşandı. 1940’ta ise yeniden evlendiler. Çift, büyük ölçüde ayrı hayatlar sürmeye devam etti ve ölene kadar evli kalmalarına rağmen ikisinin de yıllar içinde başka ilişkileri oldu.
·
65 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.