PKK'nın Botan-Behdinin Savaş Hükümeti programını yürürlüğe koyduğu dönemde Türk sınır karakolları bu tür baskınlara karşı hazırlıklı değildir. Dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral N. Torumtay'ın ifadesi ile: "Sınır hattı üzerindeki karakollarımız da barış koşullarına göre, daha ziyade kaçakçılığı önleyecek biçimde seyrek bir düzenle gözetleme ve devriye sistemi ile sınırı kontrol ediyordu."
Konuyu bir uzman olarak inceleyen emekli Korgeneral Nevzat Bölügiray "Özal Döneminde Bölücü Terör" adlı çalışmasında şu tespiti yapıyordu: "Kaçakçılığı önlemek amacı ile kurulan karakollar yamaçlarda ya da üç yanından kuşatılma imkanı olan yerlerde kurulmuştu. Binaların yapımında kullanılan malzeme de askerlerin güvenliğini sağlamaktan çok uzaktı. Daha ilk terörist ateşinde binalar kevgire dönüyordu. Üstelik bu karakollarda genellikle normal bir jandarma eğitimi görmüş, eğitimi, deneyimi zayıf 20-25 asker görev yapmakta idi. Karakolların çevre güvenliğinin sağlanması için anti-personel mayın, bubi tuzağı, uyarı araçları, gece görüş dürbünleri gibi techizat mevcut değildi."
Bu şartlar altında 250-500 kişilik PKK'lı grupların ağır silahlı saldırısına uğrayan karakolların ciddi bir direnme şansı olmuyordu. Bu durum ancak 1991 sonunda değişmeye başlayacak, karakol personeli komando eğitiminden geçirilirken, karakollar güçlü silahlar ile donatılıp bir çok yeni karakol yapılmaya başlanacaktır.