Gönderi

Max Scheler.
(...) Sıradan insanın, değerleri kıyaslamadan önce onları deneyimlemek yerine, bir değeri ancak başka bir kişinin mülkleri, şartları, vaziyeti ya da nitelikleriyle “kıyaslama yoluyla ve bu süreçte” değerlendirdiği belirtiyordu. Sorun şu ki bu tür bir kıyaslamanın yan etkisi çoğunlukla bazı takdir edilen değerlere sahip olunmadığının keşfidir. Bu keşif ve dahası söz konusu değerin elde edilmesi ve tasarruf hakkının kişinin kapasitesinin ötesinde olduğunun farkındalığı, son derece güçlü duygular uyandırır ve birbirine zıt ama eşit ölçüde güçlü tepkileri harekete geçirir: Dayanılmaz bir arzu (tatmin edilmesi imkânsız olabileceği şüphesinden dolayı daha da fazla eziyetli hale gelir); ve hınç -söz konusu değeri, sahipleriyle birlikte küçülterek, alaya alarak ve değersizleştirerek, kendini değersizleştirme ve hor görmeyi önlemek için çaresiz bir isteğin neden olduğu kin. Aşağılama deneyimi karşılıklı iki çelişkili istekten meydana geldiği için, bu deneyimin son derece belirsiz bir tavır (prototip bir “bilişsel uyumsuzluk”, irrasyonel davranış kaynağı ve aklın savlarına karşı geçilemez bir kale) meydana getirdiğini belirtebiliriz. Aynı zamanda bu durum, bundan muzdarip olanlar açısından daimi bir endişe ve ruhsal rahatsızlık kaynağıdır.
Sayfa 42
·
56 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.