Gönderi

"- Allah'la kulun arasına girilmez! Gördünüz mü, nasıl giriliyormuş?.. Fakat bu girme değil, kulu Allah'a götürme işi. Yoksa zaten her fert Allah'ıyle yapayalnız; meleklerden bile gizli kalacak derecede yalnız... Bu mânada zaten araya girmek muhal... Fakat ileridekinin geridekini çekip götürmesi bakımından, Allah ve hakikate delâlet yolunda vasıtanın ne demek olduğunu o, kafası balyozla ezilemeyecek kadar sert küfür yobazına şöyle anlatınız: - Sen, raftaki bir kitabı almak için bile araya vasıta katar, iskemleye çıkarken; sen vapurdaki yolcuyu seçmek için bile vasıtasız edemez, eline bir dürbün alırken, Allah'a vasıtasız ermekten, hattâ tapmaktan nasıl bahsedebilirsin? Köprüden Üsküdar'a geçmek için bile vasıtasız kalsan bütün Karadeniz'i dolanmaya mecbur olan sen! En büyük vasıta, O, Peygamber, Peygamberlerin Peygamberi... Sonra sahabi... Sonra velî... Sonra âlim... Sonra Müslüman, sadece, basit ve kuru Müslüman... Herkes herkese ve her şey her şeye, vasıta... Böyleyken herkes ve her şey, Allah ile dosdoğru bağlantıda..."
Sayfa 160 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
·
86 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.