Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Kısaca ve daha önce kitaplarımda ayrıntılarıyla geliştirdiğim, bir tür "Türkiye Yasası" haline getirdiğim bulgularımın birisinden söz etmek durumundayım: Moskova Büyükelçiliği, Washington ve CIA için, Türk diplomatlarını sınama yeridir. CIA, buraya bakar ve karışık dönemlerde, Türkiye Dışişleri Bakanları, Moskova Büyükelçileri'nden yapılır. Bu, Dışişleri Bakanlığı'nı Washington'a ihale etmek demektir. Özal, o kadar milletvekili varken ilk kurduğu hükümete dışişleri bakanını, dışardan ve neden Moskova'dan getirdi? Koca Yaşar, şöyle soracaksınız: Sonra milletvekili yaptı ve daha sonra aday bile yapmayarak, 1987 yıllında neden bıraktı? Şimdi Halefoğlu'nun dışişleri bakanı yapılmasından çok önce, benim yayımlanmış çalışmalarımdaki, yasalara bakma zorunluluğu var: Moskova ve buna ek olarak, duruma göre Bonn ve Atina Büyükelçilikleri, Türkiye diplomasisinde Amerika'nındır. Bir: 27 Mayıs günü, dışişleri bakanı olarak Fahri Korutürk ilan edildi. 27 Mayıs 1960 tarihinde altı saat sonra, Korutürk geri alındı ve Selim Sarper dışişleri bakanı yapıldı. Eski Moskova büyükelçisidir ve kitaplarımda belgeleriyle gösterdim . Zamanında Molotov ile yaptığı görüşmeleri, Türkiye'ye bildirmeden önce Moskova'daki Amerika Büyükelçisi Averall Hariman'a anlatan adamdır. Toprak ve üs isteme konusundaki yalancı rolünü bir kenara bırakıyorum; Amerika'nın adamıdır. İki: Korutürk'ün elinden alınan dışişleri bakanlığı sonradan telafi ediliyor. Korutürk ummadığı bir zamanda Moskova büyükelçisi yapılıyor ve büyük bir anti-Sovyet oluyor ve bütün bu sınavlardan geçtikten sonra, ummadığı bir zamanda, Türkiye Cumhurbaşkanı yapılıyor. Üç: Yasalarımı tersinden de kanıtlamak durumundayım. İttihatçı göz doktoru ve yurtsever Esat Paşa'nın oğlu Hasan Esat Işık, 1960 yıllarında dışişleri bakanı oluyor. Daha sonra Moskova Büyükelçisi de yapılıyor; orada sınavı geçemiyor. Daha sonra CHP içinde politikaya atılıyor. Milletvekili oluyor ve bütün istemine karşın, Ecevit, Işık'ı dışişleri bakanı yapmıyor. Çünkü Işık, bir yurtsever olarak kalıyor ve Amerika'nın adamı olmuyor. Dört: Peki, "halkçı" Ecevit, Işık'ın yerine kimi dışişleri bakanı yapıyor? Sevimli Turan Güneş'i dışişleri bakanı yapıyor. Turan Bey, Koç Sermayesi'ne bağlı bir politikacıdır. Kendisi Amerika'nın adamı olmayacak kadar onurludur; ancak dışişlerinde genel sekreterliğe, şimdiki müsteşarlığa, Şükrü Elekdağ'ı getiriyor. Türkiye hariciyesine gelmiş en Amerikancı diplomatlardan birisi olan, karısı da Amerikalıdır, bu Elekdağ da Koç Sermaye Grubu'na bağlıdır. Ecevit de dışişlerini bir Amerika yanlısı diplomata bırakıyor. Elekdağ, daha sonra, Milliyetçi Cephe Hükümetleri zamanında Washington büyükelçisi oluyor; şu anda emeklidir ve Koç Grubu ile Washington adına, "Karadeniz Refah Bölgesi" projesini, perde arkasından yürütüyor. Beş: Dergimiz Toplumsal Kurtuluş'ta İlter Türkmen’in Türkiye’den daha çok Amerikan görüşlerine bağlı olduğunu pek çok kez yazmış bulunuyoruz. 12 Eylül 1980 sabahı, daha hiçbir iş belli değilken, zamanın Ankara'daki Amerikan büyükelçisi Spain'e telefon ederek dışişleri bakanı olacağını bildirdiği, Spain'in anılarında yazılıdır. Eylülist darbe, başbakandan önce dışişlerini belirliyor. Daha doğrusu Washington, çok önceden Türkiye'nin dışişleri bakanını atıyor. Türkmen, Atina ve Moskova büyükelc;iliği yapıyor. Türkmen'in durumu çok iyi biliniyor. Bizim bu yazılarımızdan sonra, Emin Çölaşan, Şevket Evliyagil ile bir görüşme yayımladı. Evliyagil, milletvekili iken bir heyetle, Sovyetler'e gittiklerini ve zamanın Sovyet Başkanı Podgorni tarafından kabul edildiklerini anlatıyor. Türkmen de diplomat olarak oradadır; Podgorni, hiç saklamıyor ve Türk parlamento heyetine "Bu Amerikan casusunun burada ne işi var" diye bağırıyor. Eylülist darbe dışişlerini bir Amerikan adamına veriyor. Altı: 12 Mart darbesi dışişleri bakanını doğrudan doğruya NATO karargahından getiriyor; Osman Olcay, NATO Genel Sekreter asistanlarından birisi iken dışişleri bakanı yapılıyor. Daha doğrudan bir iştir. Yedi: Özal'ın ilk hükümetinde dışişleri bakanını, Moskova büyükelçiliğinden getirmesi bütün bu gelişmeler ve ortaya çıkan yasa açısından şaşırtıcı sayılmamalıdır. Halefoğlu, Bonn ve Moskova büyükelçiliğinden ve sınavdan geçiyor; milletvekili olmadan, bakan yapılıyor. Özal'ın bu sırada Amerika'nın ipoteğinden Türkiye dışişlerini çıkarmaya ne isteği ve ne de gücü bulunuyor.
Sayfa 425Kitabı okudu
·
114 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.