Sure Başı:
طٰسٓمٓؕ تِلْكَ اٰيَاتُ الْكِتَابِ الْمُبٖينِ نَتْلُوا عَلَيْكَ مِنْ نَبَأِ مُوسٰى وَفِرْعَوْنَ بِالْحَقِّ لِقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ
“Tâ-sîn-mîm. Bunlar, apaçık kitabın âyetleridir. İman eden bir topluluk için Mûsâ ile Firavun’un haberlerinden bir kısmını gerçek şekliyle sana anlatacağız.”
(Tâ-sîn-mîm ile başlayan iki sureden (Şuâra) birisidir.)
3-42 arası ayetler Musa Aleyhisselâmın kıssasından bahsediyor. (Firavun’un erkek çocuklarını öldürme emri, Hz. Musa’nın nehre bırakılması, sarayda büyümesi, Hz. Musa’nın kavga ayırırken yanlışlıkla birisini öldürmesi, şehirden ayrılış, Medyen’e yönelmesi, hayvanlarını sulamak için bekleyen iki kıza (Şuayb (as)ın ismi geçmiyor.) yardım etmesinin ardından ettiği dua(24):
رَبِّ اِنّٖي لِمَٓا اَنْزَلْتَ اِلَيَّ مِنْ خَيْرٍ فَقٖيرٌ
“Ey Rabbim! Bana lütfedeceğin her türlü hayra muhtacım!” (Bu dua sonrası nimetlendiriliyor.)
8-10 yıl kızların babasının yanında çalışması, kızlardan birisi ile evliliği, Mısır’a doğru giderken Tûr Dağı’nın orda bir ateş görmesi ve ilk vahyin gelmesi)
(Neml Suresi 7-14 arası ayetler ve Şuara Suresi 10-68 arası ayetler de Hz. Musa kıssasından bahsediyor.)
Sure ismini 25. ayette geçen ‘kıssa’ kelimesinin çoğulu olan ‘kasas’ kelimesinden almıştır. (Bu sure baştan sona tek bir peygamberin kıssasından ve ondan çıkarılacak ibretlerden bahsetmesi açısından dikkat çekmektedir.)
49.”De ki: Eğer doğru söylüyorsanız, Allah katından bu ikisinden daha doğru yol gösteren bir kitap getirin de ben ona uyayım!”
(Kur’an’ın nazil olduğu dönemde edebiyatın gelişmiş olması ve insanların Kur’an ayetlerine karşı bir edebi şiir, söz gözüyle bakmalarının ardından, Kur’an’ın bütün insanlara benzerini getirmekten aciz bırakan bir üslûba sahip olduğunu ifade eden dört aşamadan oluşan meydan okumasının (tehaddî) ilk aşaması.)
(İkisi derken kastedilen ise surenin genel konusuna uygun olarak Tevrat’tır.)
55. ”Onlar, boş söz işittikleri zaman ondan yüz çevirirler ve “Bizim yaptıklarımız bize, sizin yaptıklarınız da size. Esen kalın. Bizim cahillerle işimiz yok” derler.”
(Bir hayat düsturu olarak günlük yaşantımızda dikkat etmemiz gereken bir ayet-i kerime)
“Nâdanlar eder sohbet-i nâdanla telezzüz
Dîvânelerin hemdemi dîvâne gerektir.”
وَرَبُّكَ يَعْلَمُ مَا تُكِنُّ صُدُورُهُمْ وَمَا يُعْلِنُونَ
69. “Rabbin, onların kalplerinde gizlediklerini de açığa vurduklarını da bilir.”
76-82 arası ayetler Hz. Musa’nın kavminden olan Kârun’dan bahseder. Allah’ın, anahtarını taşımakta zorluk çektiği bir hazine ihsan ettiği kimse. İslâm’ın bildirdiği ölçüler dâhilinde dünya ve âhiret dengesini temin etmek için çalışmak yerine, malının çokluğu ve siyasi otoritesi sebebiyle büyüklenip zulmetmesi sonucunda helaka uğruyor.
84. “Kim bir iyilikle gelirse ona bundan daha hayırlı karşılık vardır; kim de bir kötülükle gelirse o kötülükleri işleyenler yalnızca yaptıklarının karşılığını görürler.”
(Ey rahmeti gazabının önünde bulunan, kullarının tevbelerini kabul eden, dualarına icabet eden Rabbimiz, sen affedicisin affetmeyi seversin bizleri de affeyle..)
صدق الله العظيم
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.