Abdest Hikâyesi
Çocukluğumda oruç tutmaya heves etmiştim. Ama henüz sağımı, solumu bilmiyordum. Mahallenin abitlerinden biri, bana abdest almayı öğretti; "Sünnettir, önce besmele çekersin, ardından niyet edersin. Üçüncü olarak ellerini yıkar, ondan sonra üçer kere ağzınla burnuna su verir ve serçe parmağınla burun deliklerini, şahadet parmağınla da ön dişlerini temizlersin. Dikkat et de oruçluyken misvak kullanma sakın. Daha sonra saçlarının öne düştüğü yerden çene bitimine kadar üç avuç su ile yüzünü yıkarsın. Kollarını da dirseklerine kadar güzelce sudan geçirirsin. Dua ve zikir olarak ne biliyorsan okursun. Başını mesh etmeye gelir sıra. Ondan sonra da ayaklarını yıkar ve böylece abdestini bitirmiş olursun. Bu konuları benden daha iyi bilen yoktur bu mahallede. Mahallenin eski hocasına baksana, adam iyice bunadı." Abidin son sözü köyün eski hocasının kulağına gidince, adam birden köpürdü; "Ey melun habis; oruçluyken misvak kullanmak doğru olmaz diyen sen değil misin? Peki ya, gıybet ederek kardeşinin ölü etini çiğnemeye utanmıyor musun?"
Sayfa 167
·
93 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.