Sık sık "susturulmuş" deriz, oysa bu sözcük birinin konuşmayı denediğini varsayar. Benim durumumda susturulma söz konusu değildi çünkü yarıda kesilen bir konuşma yoktu; hiç başlamamıştı bile ya da o kadar eskilerde kalmış bir zamanda yarıda kesilmişti ki bunun nasıl olduğunu hatırlamıyordum.