Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

31 Ekim 1918 İstanbul'da Hüzün ve Öfke
O dünyanın gözünü diktiği, yedi tepeli, muhteşem şehir... Payitaht... Cumbalı evleri, arnavut kaldırımlı dar sokakları ile çığlık çığlığa yaşayan, herşeye rağmen Türk İstanbul... Kendi romantizminde yaşarken o romantizme, "savaşı kaybetmiş imparatorluğun payitahtı olmak" çökmüşlüğünü ünlü talih katıvermiştir. Ve İstanbul daha 31 Ekim günü, bir hıncın, bir çılgın öfkenin, bir tarihi hesaplaşmanın, ihanetin, namussuzluğun şehri olup çıkıverdi. Dar, arnavut kaldırımlı, cumbalı evlerdeki savaş menkıbelerinin yerini, şimdi solmuş, "kederle mırıldanılan şarkımsı sesler" alıverdi. Dört yıl beş ayrı cephede dövüşmüş, yaralı, sakat ama öfkeli savaş subaylarından bir kısmı cumbalı evlerdeki sakız gibi beyaz çarşaflı yataklarına, öteki savaş subaylarının toplandıkları Harbiye Nezareti çevresine, arkadaş evlerine, soluk benizli taş plakların artık dönmediği yerlerine, kin dolu İstanbul semtlerine dönmüşlerdi... Kimisi cephelere geri dönmenin hayalini kurarken Kimisi de kolsuz, bacaksız bedenlerini aynalarının karşısında acı ile bakıyorlardı... Taylan Sorgun, Mütareke Dönemi ve Bekirağa Bölüğü, Kamer Yayınevi, İstanbul, 1998, s.30.
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.