Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

232 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Büyülü Gerçekçilik, Korku, Masal
Öncelikle kapağa, baskıya bayıldım Cyberpunk havası olan bir kapak. Aslında öykü kitapları okumayı sevmem ama bu başka. Her akşam bir öykü okumak için yola çıkarak elimden bırakamadım. Seveceğimi düşünüyordum ama bu kadar beklemiyordum. Genel olarak kitap anlatım açısından çok katmanlı 10 öyküden oluşan bir kitap. Anlatım çok akıcı sade duru okuması kolay. Öyküler gerçek üstü ve tuhaf kurmaca gerilim ağırlıklı diyebiliriz. Epik fantastik, bilim kurgu, gotik edebiyat, beden korkusu gibi çok fazla türü içine alan bir derleme. Ve tüm temalar aslında insanın kendi içsel yalnızlığını da hissettiriyor kişinin konumunu kararlarının nasıl etkilediğini anlatıyor, öykülerin ana temasının aç gözlülüğün kötü olduğunu anlattığını düşünüyorum bende böyle bir etkisi oldu. Kahraman ve onun içsel olayları odaklı yani olay odaklı değil. Çok büyük bir hayal gücü var yazarın kesinlikle. Aslında tavşan çok klişe bir imge yazar riskli bir karar almış bunu tekrar işleyerek ve ilk öykü zaten kitabın adının alındığı öykü içi çok güzel doldurulmuş çok özgündü. Çocukluk, hastalık, teknoloji, gelecek belirsizliği gibi sık işlenen imgeler daha önce karşımıza çıkmadığı şekillerde karşımıza çıkıyor. Kadınlık annelik doğurma bebek gibi doğal olguları toplumsal olgulardan arındırıp biyolojik olgular olarak işleyerek korku unsuruna çevirmiş. Yarın aynı şeyi yaşayabilecekmişiz gibi bir doğallıkla yazılmış. Bazı öykülerde gerilim direkt verilmiş bazı öykülerde ise sürekli alttan bir mesaj verilerek gerilim yaratılmış, hikayede bir sorun olduğunu hissediyorsunuz ama sonuna gelene kadar gerilim hiç azalmıyor. Bazı öykülerde de şehir efsanesi havası mevcuttu. Öyküleri birbirinden ayıramıyorum en sevdiğimi seçmek o kadar zor ki kafa, bedenleşme, elveda sevgilim, kapan hepsi çok güzeldi. Aralarında en az sevdiğim soğuk parmaklardı diyebilirim. Ayrıca yazar çok sinematografik bir dile sahip okurken izliyor gibi hissediyorsunuz. Bence herkesin bir şans vermesi gereken bir kitap olmuş mutlaka tavsiye ediyorum. SPOİLER Bu kısımda tek tek kısaca öykülerden bahsedeceğim. Öncelikle lanetli tavşan, bence kitaba giriş için harika bir öykü olmuş ne çok yoğun ne üstün körü çok beğendim. Ne olduğunu anladığım halde sonuna kadar okumak için çok heyecanlandım. Lanetli eşyaların sevimli olması gerekmesi, kişisel kullanım için yapılamaması, olay örgüsü çok güzeldi. Ayrıca alttan alta bir kapitalizm eleştirisi olduğunu düşünüyorum bu da öyle güzel yedirilmiş ki çok sevdim. Lanetli eşyalar yapan işi bu olan bir aile var ve hikaye bu aileden genç biri tarafından anlatılıyor. Dedesinden sık sık dinlediği hikayeyi bize aktarıyor. Büyük bir şirket sahibi olan etik değerlerinin sorgulanacağı bir adama uygulanan bir lanet okurken içim içimi kemirdi. İkinci olarak Kafa; beden dismorfik bozukluğu işlenmiş harika bir öykü ayrıca bunu yaşarken çevresindeki insanların bunu hiç önemsememesi gerçek hayatla tam bir bağlantı olmuş. Bir kadın bir gün banyodayken klozetten gelen bir ses duyar ve ona anne diye seslenmektedir. Kadın kendi atıklarından oluşan bu kafadan kurtulmak için bir çok yol dener ama bir türlü kurtulamaz. İnsan nelerden ibarettir, nasıl anne olunur, annelik nedir gibi pek çok soruyu kendimize sorarken hop üstümüze bir sifon çekilir. Soğuk parmaklar; ilk kez bi kitap bana canlı olarak gaslighting yaptı gerçekten. Ben mi anlamadım emin değilim ama en az keyif aldığım öykülerden biri bu oldu ölüyor mu, ölüme geçiş anı mı ne oluyor gerçekten kafam karıştı. Bir kadın araba içinde sıkışıyor karanlıkta bataklık içinde yavaş yavaş batan bir araba. Sonra bir sese onun arabadan çıkmasını söylüyor ve kadın o sesin yardımı ile kurtuluyor. Kimsenin bir şey görmediği karanlıkta birlikte yürümeye başlıyorlar. Nereye gidiyorlar ne oluyor belli değil araba neden o bataklığa düşmüş ses kimin sesi? Kemiklerimiz kırılarak çamurun içinde batmaya devam ediyoruz. Bedenleşme; ay bu nasıl bir öyküdür çok beğendim. Karşımda mavi farlı doktor duruyor hala. Gittikçe dahada tuhaflaşan bir öykü arada dehşete düştüm okurken. Regl kanaması çok olduğu için bir kadın doktora gidiyor ona sunulan tedavininse garip bir yan etkisi var. Normal bir bebek doğurabilmek için bir baba bulması gerekiyor. Bunun için gazetelere ilanlar bile veriyor ve garip buluşmalar yapıyor. Bir kan pıhtısının annesi olmak, geç kalınan baba olma isteği kollarından yere damlayan kanlar… Elveda sevgilim; aniden bilim kurguya geçiyoruz. Bir robota aşık olabilir miyiz peki o bize olabilir mi yada bir robot katilimiz olabilir mi. Bir robotun robot olmasının sebebi anılar hafızası diyoruz. Robotların zihinlerini birleştirirsek ne olur. 6 bacak mükemmel bir uyumla gece karanlığında sokak lambalarının ışıklarını titreterek geçip karanlığı arkalarında bırakıyor. Kapan; neden bilmiyorum ama bu öyküye de bayıldım. Hayvanları sevmemle ilgili olabilir belki bu durum. Bu öykünün sonunda insan bi durup düşünmeye ihtiyaç duyuyor. Konuşan bir tilki karlı dağ yolunda kapana yakalanmış ve insana sesleniyor ne olur beni kurtar diye. Tilkinin yarasından ise sarı bir sıvı akıyor evet akan kan altına dönüşüyor. Sizce bir insan o tilkinin kurtulmasına izin verir mi, evet tam da öyle oluyor tilki tutsak ediliyor ve öykü öyle uç yerlere gidiyor ki çok şaşıracaksınız. Aç gözlülük, zalimlik, ensest ilişki, ölümler, travmalar. Altın rengi bir sis ve yaklaşan herkesi delirten bir sis. Bebeğim nerede? Yara İzleri; sanırım en uzun öykü buydu. Atmosfer nasıl yaratılır örneği olabilir çok güzeldi. Çocuk mağarada bir yaratık tarafından sürekli işkence görüyor en sonunda canavardan kurtuluyor ama asıl canavarın başka bir şey olduğunu anlıyor. Yine açgözlülük örneğini gördük insanların iki yüzlülüğünü gördük. Sonunda ne olacağını merak ederek hızlı hızlı okuttu bana kendini. Batıl inançlara dikkat edelim. Evim güzel evim; borçlar, evlilik, tek taraflı çaba, böcekler ve fareler, aldatılmak ve bir çocuk. İlk karşılaştığında soluk bir gölgeden ibaret olan sonra büyüyen belirginleşen yıllardır bodrumda anne arayan bir çocuk ve onunla bodrumda kalmaya karar veren kadının kavuşması. Kendiliğinden açılan araba kapıları, kendi kendine dövülen insanlar. Çok güzel bir öyküydü. Rüzgarın ve Kumların Hükümdarı; İbretlik bir masal. Hırslı aç gözlü hükümdarın herkese savaş açmasıyla başlayan hikaye gönlünü verip umutlanan prensesin fedakarlığıyla sona eriyor. İnsanoğlu hatalarından hiçbir zaman ders almıyor tarih hep tekerrür ediyor. Havada süzülen gemi, kör gözlerin açılması için verilen çaba, çöller ortasında geçen bir masal. Vuslat; sıkı sıkı iplerle bağlanıp çözülünce yaşadığını hissetmek. Hayaletler gören bir adam, hayaletleri gördüğü için hayatı mahvoluyor ama hayaletler yüzünden değil. Meydanda sürekli aynı yolu yürüyen bir hayalet ve çocukluk öyküsü biraz da toplama kampları var içinde.
Lanetli Tavşan
Lanetli Tavşan
Bora Chung
Bora Chung
Lanetli Tavşan
Lanetli TavşanBora Chung · İthaki Yayınları · 20231,991 okunma
·
272 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.