Gönderi

Bizim psikolojik hayatımız aslında tamamen birbirine ters iki harekete dayanmaktadır: A) dıştan içe doğru yöneliştir: Bu ruhun dışarıdan etkilenmesi halidir. B) içten dışa doğru yöneliştir.: Bu ise ruhun dışarıdan etkilendikten sonra çevreye tepki vermesidir ki bu ruhun etkin halidir. Hassasiyet insan irâdesini ezer ve baskı altına alır. Ruhun derinliklerinde coşup gelen irâdî hareket dalgaları yükselmeye başlayınca dış alemdeki katı ve sert kayalara çarpışır ve kırılır. Bunun üzerine ruh başarısız ve yorgun olarak geri döner. İşte ruh ile dış âlem arasındaki bu sürekli çatışma ve ard arda gelen sadmler her türlü elem ve ıstırapların kaynağı olduğu gibi aynı zaman da şuurun da menbâıdır. Ancak bu çatışma ruhun derinliklerinden coşarak patlayan dalgalar merkeze doğru tekrar dönünce burada bir çarkın yörüngesi etrafındaki hareketinden doğan enerjiye benzer bir enerji meydana getirir. Bu ısınma, neticede, bir ışık şelâlesi halinde feverân ederek vicdanın dört bir yanını aydınlatır. İşte biz buna şuur ve basiret uyanması adını veriyoruz. Bu duyguya sahip olan ruh idrak yeteneğini kazanır, hem idrak edici, hem hakim hem de mahkúm olur. Bir bölümü idealist olan ruh, öbür bölümü baskı altına alınmış realist ruhtan meydana gelen komple bir varlık hüviyetini kazanır.
·
633 görüntüleme
Can Yılmaz okurunun profil resmi
İşte insandaki psikolojik hayat, bu âlem ve sindirme darbeleri altında ortaya çıkar. Her doğuş elem ve acıyla birlikte içten dışa yönelik olmaz mı?
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.