Mektubun devamı:
"Ben de yalnızlığımda sana benzedim babacığım: Kendime yemekler pişiriyorum; senin kirli ropdöşambırına benzeyen bir şeyler giyip, bir karış sakalla evin içinde ruhsuz dolaşıp duruyorum. Sürekli para hesabı yapıyorum, kendimi iyi hissettiğim günlerde çarşı pazar dolaşarak her malın iyisini almaya çalışıyorum. (...) Ben senin uçsuz bucaksız tarlalar arasındaki küçük köyüne yakın, ahşap kirişli kerpiç bir evde yaşamak istiyorum. Sana anlatması biraz zor ama, oraya gidişim bana haksızlık eden dünyaya karşı bir başkaldırma hareketi olacak diyebilirim, yani ben orada bulunmakla onlara, 'işte bütün terakkinizi gördüm ve aslıma rücu ediyorum, yani Cemil Bey'e dönüyorum' diyeceğim ve onlar bunu anlamayacak."