Gönderi

Peygamberimiz ve sahabeleri, asla emeklerinin dışında bir kazanç beklentisi içinde olmadılar. Canlarını, mallarını ortaya koyarak, gece gündüz savaşarak, görülmemiş güçlüklere katlanarak, zahmetler çekerek, dini, dünyanın uçlarına kadar ulaştırdılar, çölde kaybolmaya mahkûm etmediler. Sadece din yayıcılığıyla da yetinmediler. Medeniyetin her alanında, geçmişten kalanı derleyip toplamak, değerlendirmek, olumluyu olumsuzdan ayırmak, hakkı batıldan seçmek için gayret sarfettiler. Öğrenci oldular, sonra hoca oldular. Çömez, şakirt oldular sonra üstad oldular. Ölmüş insanlık medeniyetini dirilttiler. Büyük mucizeler sahibi olan Peygamberimiz bu çalışmalarında mucizelerine güvenmedi, çalıştı. Sahabeler, imamlar, şehitler, âdil hükümdarlar ve vezirlerden hiç biri, oturduğu yerde kerametle islâm medeniyetini ve milletini ayakta tutabileceğini ileri sürmedi. Hiçbirinin tutum ve davranışında böyle bir iddia yoktur. Bu dünya kanunlarının yürürlükten kalkması için değildir mucize ve keramet. Kanunların daha iyi yürümesi ve öteki dünyaya bağlanması içindir
··
178 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.