Sessizlik eriyip gidemiyor, tam olarak eriyemiyor, zamanın çeperinde yankılanıyor ve uzuyor, esniyor ama kopmuyor, ta ki sesi, o ince zarı maharetle yırtarak anda kendi isteğiyle tutsak kalana dek: "Benim için içinden bir masal tut..."
"Tuttum!"diyerek boşluğa bırakıyor müstakbel cesedini. Her şeyi ardında bırakıyor; zamanı bile: [Zam'an]-sızı,n' [laşıyor,, "Güle güle..."
Sesi kendisini yutuyor âdeta gittikçe daralıp onararak son hecesini. Ayağa kalkıyor. Gidip ardından bakmıyor, hayır. Başını yere eğip çıplak ayaklarına bakıyor, sonra: "Ben biraz gecikeceğim sevgilim," diyor.