Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

96 syf.
·
Puan vermedi
·
21 saatte okudu
“Umudun yara olduğunu bilmiyor musunuz? Ee, o halde ne biliyorsunuz?” Yarına yaslanmış hayatlar içinde umudu geleceğe devredip yaşarız. Umut ve yaşam asla şu an ve şimdide değildir. Oysa değiştirebildiğimiz tek gerçek an bu andır. Geçmişi değiştirmek tanrının bile elinde değildir. Ve zaman ise başka bir algısal düzlemdir. Çizgisel bir hale getirip yaşamayı tercih ederiz. Takvim ise iktidarın elindeki bir güçtür. Hayatımızı düzenleyip belli bir ritmi yakalamak. Bayramlar özel günler haftalar doğumgünleri vs. Hepsi bir iktidarın ya da devletin tekelindedir. Ve bu güç bir arada olmamızı sağlayan toplumsal çamurlardan biridir. İşte bayramlar ve özel günlere baktığımızda günleri belirlemede en önemli faktörün savaşlar yıkımlar büyük felaketler olduğu görülür. 4 Temmuz gibi, 30 Ağustos veya 9 Eylül gibi. Ya da “kurban” bayramı gibi. Bize sürekli bu tarihler hatırlatılır ve bu tarihi yaşamak milli veya dini şuur için gereklidir. Bir arada olmanın önemi değeri ve gerekliliği tekrar gündeme gelir. Tekrar bir arada olmak kutsanır. Oysa savaşlar yıkımlar ve tüm bu çimentonun hamurunda insan kanı ve bedeni vardır. Gözyaşı, sılaya duyulan özlem, geride bırakılan sevgili ve geride bırakılan ev vardır. Yarım kalmış bir sürü öykü bir tam öykünün molozunu oluşturur. Kan ter ve gözyaşı ise dolgusunu. Sertleşmesini sağlayan ise zamandır. Geride kalanı emanet etmek gerekir. En güvendiğine veya inandığına olmadı yanında olan kim varsa ona. Emanet ise habersizdir emanet edildiğinden. Bekler, bekler, bekler sevdiğini hikayenin diğer yarısını ve o artık yoktur. Bir emanetçi vardır. Emanetçi ise aslının yerini tutamaz. Ben çapraz bulmaca severim sağdan sola yukarıdan aşağıya birbirini tamamlayıp bir bütün oluşturur arada siyah kareler vardır kelimeleri ve kavramları ayırmak için. Aslında o siyah kutularda bulmacaya dahildir. Onlarsız bulmaca olamaz. Bazı alanlar karanlıkta kalmalı aydınlığa kontras yaratmalıdır. Kitap tam da bu noktada duruyor bir çapraz bulmaca kıvamında. Metin çok ayrıntıya girmeden bir parçalar bütünü sunuyor bize. Bir tablo ve bu tablonun parçalarını. Birleştirmek okurun işi. Biraz yoğun ve ayrıntıyı başka şekilde veren bir novella. Olay akışına zaman zaman başvuran ama çoğu zaman çok ayrıntıya girmeyen bir metin. Aslında metni birazda noktalardan oluşan bir bulmacaya da benzettim. Sıra yokmuş gibi ama noktaları sırayla bir çizgi ile birleştirince bir figür çıkıyor. Romanın kahramanları az sayıda. Berta, Wilhelmine, Wilhem ve Rudolf. Bu dört karakter üzerinden bengü döngüsel zaman yaşanır. Bir savaş ve savaşın sonuçları. Bir kaybın ve emanetin öyküsü. Ve o dönemde dahil her dönemde geçerli ihtiyaçlar üzerine kurdurulan bir düzen. Ezilen bir şöförün karaktersiz kimliksiz duruşu. İyi niyetin bir şeye çözüm olmaktan çok bir sürü gereksiz olaya sebep olma gerçeği. Konuşulmayanın ve yalanın insan hayatını dağıttığına ve bir çözümden çok erteleme geçiştirme olduğuna dair bir sürü parça. Ölen çocuklar kaybolan bir kadın ruhu ve bu kadının yokluğuna dayanan yeni bir başlangıç isteği. Yarım kalan her şeyin simgesi bir kolye ve kolyenin sahibi erkeğin de sahibi. Efendi köle ikileminde bir ilişkinin çetrefilli yooları. Ve bu yollarda kaybolan bir kaç hayat. Sürdürülen bir kaç hayat. Ve elbette acının karanlığın kasvetin hüznün baskısı. Köşeleri tutulmuş hayatta köşe kapmaca oynayan bireyin öyküsü.
Şeylerin Ağırlığı
Şeylerin AğırlığıMarianne Fritz · Jaguar Kitap · 2023127 okunma
·
1.029 görüntüleme
Sevgican okurunun profil resmi
Siz güzel inceleme yazıyorsunuz hak ettiğini düşündüğünüz kitaba.. sipariş oluşturuldu bile.. ✨
Pelin okurunun profil resmi
Ah çok teşekkür ederim. İnstagramda bu kitabın çevirmeniyle tanışınca gaza geldim yazmalıyım dedim. Geç yazdım ama yazdım sonuçta 🙃
Sevgican
Sevgican
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.