Bir ideoloji kendi tarihsel anıyla birebir örtüştüğünde, tarihin ritmine yani asıl hakikate ayak uyduramaz, kemikleşir ve donar. Bu statikleşme noktasında ideoloji, bir sonraki tarihsel anın hakikatiyle, yani yeni mevcut durumla uyumsuz hale gelir. Bu bakımdan ideoloji, çağın gerekleriyle uyuşmayan, onlara ters düşen, kısacası gerçeklikle çatışan yanlış fikirler ve inançlar kümesidir. O halde, Mannheim için, bir düşünme modeli olarak ideoloji, son analizde, duruma veya tarihsel ana aykırı ve içi boş bir şeydir; amaçladığı içeriği gerçekleştiremeyecek kör idealar bütünüdür.