Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

il. Dünya Savaşı sona erdiğinde ve 1937'de Çin'i işgal eden Japonya sonunda püskürtüldüğünde Chiang Kai-shek komutasındaki Çinli Milliyetçiler nefret ettikleri rakipleri olan Çinli Komünistleri yok etme zamanının geldiğine karar verdiler. 1935'te Komünistleri Uzun Yürüyüş'e soktuklarında neredeyse başarılı olmuşlardı. Sayılarını büyük ölçüde azaltan zorlu bir geri çekilme olmuştu Komünistler için. Komünistler Japonya'ya karşı verilen savaş sırasında bir şekilde toparlanmalarına rağmen onları şimdi yenmek zor olmayacaktı. Yalnızca kırsal bölgedeki boş alanları kontrol ediyorlardı, gelişmiş silahları yoktu, dağda savaşmadan başka askeri deneyimleri veya eğitimleri yoktu ve Japonların geri çekilmesinden sonra almayı başardıkları Mançurya hariç Çin'in hiçbir önemli bölümü kontrolları altında değildi. Chiang en iyi güçleri ni Mançurya'ya bağlamaya karar verdi. Önemli şehirlerini ele geçirecek ve bu endüstriyel bölgedeki üslerden dağılarak Komünistleri uzağa sürecekti. Mançurya düştükten sonra Komünistler çökecekti. 1945 ve 1946 yıllarında plan mükemmel işledi. Milliyetçiler önemli Mançurya şehirlerini ele geçirdiler. Ama bu önemli harekat karşısında Komünistlerin stratejisi bir anlam ifade etmiyordu. Milliyetçiler zorlamaya başladığında Komünistler, Mançurya'nın en uzak köşelerine dağıldılar. Küçük birimleri Milliyetçi orduları taciz ediyor, bir noktada tuzağa düşürüyor, başka bir noktada beklenmedik biçimde geri çekiliyorlardı, ama o kadar dağınıklardı ki, saldırmak çok zordu. Bir kasabayı ele geçirip birkaç hafta sonra vazgeçiyorlardı. Ne geri muhafız, ne de öncü kuvvet kullanıyorlardı. Cıva gibi hareket ediyor, asla bir yerde kalmıyorlardı, şekilsizlerdi ve yakalanmaları çok güçtü. Milliyetçiler bunu iki şeye bağlıyorlardı: üstün bir güç karşısında korkaklık ve stratejide deneyimsiz oluş. Komünist lider Mao Tse-tung bir generalden çok şair ve filozoftu, Chiang ise Batı'da savaş eğitimi almıştı ve Alman askeri yazar Cari von Clausewitz'in takipçisiydi. Fakat sonunda Mao'nun saldırılarında bir kalıp şekillendi. Milliyetçiler şehirleri alıp Komünistlere genelde Mançurya'nın işe yaramaz boş alanlarını bıraktıktan sonra Komünistler şehirleri kuşatmak için bu geniş alanları kullandılar. Chiang bir şehirden bir diğerini desteklemek için ordu gönderirse Komünistler kurtarma ordusunu kuşatma altına alıyorlardı. Chiang'ın güçleri giderek birbirinden ayrı küçük birimlere iniyor, erzak sağlama ve iletişim kanalları kesiliyordu. Milliyetçilerin hala üstün ateş güçleri vardı, fakat hareket edemezlerse bunun ne anlamı vardı ki? Milliyetçi askerleri bir tür terör dalgası kapladı. Ön cephelerden uzak olan komutanlar Mao'ya gülebilirlerdi, ama askerler Komünistlerle dağlarda savaşmışlar ve ele geçmezliklerinden korkmaya başlamışlardı. Bu askerler artık şehirlerinde oturup hızlı hareket eden, su kadar akışkan düşmanlarının her yandan saldırmasını izliyorlardı. Sanki milyonlarcası geliyordu. Komünistler askerlerin ruhlarını da kuşatma altına almış, morallerini çökertmek ve onları kaçmaya zorlamak için propagandayla bombardımana tutuyorlardı. Milliyetçiler teslim olmaya başladı. Kuşatılmış ve terkedilmiş şehirleri doğrudan bir saldırı olmadan düşmeye başladı; birbiri ardına hızla düştüler. 1948 yılı Kasım ayında Milliyetçiler Mançurya'yı Komünistlere bıraktılar; bu teknik olarak üstün olan Milliyetçi ordusu için aşağılayıcı bir darbeydi. Ertesi yıla kadar Komünistler bütün Çin'in kontrolunu ele geçirmişlerdi.
Sayfa 606Kitabı okudu
·
101 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.