Abdu'l-Muttalib, kabe'ye yakın olmayı o denli seviyordu ki bazen hicr'e bir şilte serilmesini emrediyordu. bir gece orada uyurken bir gölge geldi ona; "tatlı berraklığı kazıp çıkar" dedi. "tatlı berraklık nedir?" diye sordu, fakat o sırada gölge kayboldu. buna rağmen uyandığında ruhunda bir hafiflik ve mutluluk duydu, bu nedenler sizi geceyi de orada geçirmeye karar verdi. ziyaretçi tekrar geldi ve "haydi kaz" dedi. fakat a
Abdu'l-Muttalib yine sorusuna cevap alamadı. Üçüncü gece ona şöyle söylendi: "saklanmış hazineleri kaz!" Abdu'l-Muttalib'in onların ne olduğunu sorması üzerine yine konuşan yok oldu. fakat dördüncü gece emir "zemzemi kaz!" idi; Ve bu kez "zemzem nedir?" sorusuna konuşan şu cevabı verdi:
"onu kaz pişman olmayacaksın,
çünkü o mirastır
senin büyük atalarından
o hiçbir zaman kurumaz,
ve tüm hacıları sulamana yeter."