Üstüne yeterince kafa yorarsanız, hedeflerden ibaret bir yaşamın insanı muhakkak hayal kırıklığına uğratacağını anlarsınız. Evet, hedefler sizi ilerlemeye, kendi varoluşunuzu anlamlandırmaya teşvik edecektir, doğru. Ama sonunda içiniz bomboş kalacaktır. Diyelim ki bu hedeflerinize ulaştınız, ya sonra? Eksikliğini hissettiğiniz şeye kavuştunuz, tamam. Ya yeni hedefler belirleyecek, ya elde ettiğiniz şeyi nasıl koruyacağınızı düşünerek strese girecek ya da —orta yaş (veya ergenlik veyahut yaşlılık) bunalımı yaşayan milyonlarla beraber— şu soruyu soracaksınız: İstediğin her şeye sahibim, peki neden hala mutsuzum?