1924`de boşalan hilafet makamı, hiçbir zaman Vehhabi imamın ilgi odağı olmadı. Bu makam için dünya müslümanlarının genel kabulünü alamayacağı öngörüsü, hilafet makamı için onay veren esas gücün İngiltere olduğunu idrak etmesi veya Wahba'nın tespit ettiği gibi, parçalanmış bir islam alemi üzerindeki bir halifenin fonksiyoner olamayacağı gerçeği, İbn Suud'u böyle bir siyasi tutumu almaya itmiş
olabilir. Şerif Hüseyin sonrasındaki dönemde hilafetin yeniden inşası
adına değişik İslami çevrelerce yapılan uluslararası çağrılara Ibn Suud'un sürekli suskun kalışı bu politikanın bir sonucudur.