Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

1- Filistin İçin Bin Genç Kim? twitter.com/SennAbdulkadir/... Toparlanın size büyük bir provokasyon ve dezenformasyon kampanyasının hikayesini anlatayım. Filistin eylemleri/tepkileri maalesef çeşitli illetlerle malül. İsraille hala devam eden ticareti eleştirenler devleti ilahlardan bir ilah, putlardan bir put haline getirenler tarafından devlet düşmanı ve İrancı olarak etiketleniyor. Oysa bu ticareti yürütenlerin mühim bir kısmı iş adamları. Menfaatleri için devleti de harcayacak kapitalist baronlar. Çoğu zaman İsrail ile ilişkilerin sürdürülmesini ve ticaretin devamını eleştirenler gerçek hayatta ideolojik olarak birbiriyle asla yan yana gelemeyecek ideolojik gruplara müzahir olmakla da suçlanıyor. Hem selefi, hem İrancı, hem Şii hem IŞİD’çi olmakla. Oysa tüm bunlardan biri olmadan da İsrail’e ticaretin AK Parti’ye rağmen bu kadar normalleştirilmesinin katliama ortak olmak anlamına geldiğini söyleyip haykırabilmeliyiz. Ancak holiganlık, duygusallık ve tekfirciliğin, devletçilik, milliyetçilik ve ırkçılığın gölgesinde ve yapılan büyük zulmün duygusallığı ile makul bir tartışma zemini maalesef yok. Gerek Hamas, gerek İsrail, gerekse de Ak Parti’nin tutumu ile alakalı çokça yalan haber tedavüle sokuluyor, bu haberlere şüphe ile yaklaşanlar bazen Hamas’çı, bazen Ak Partici ve bazen de İrancı olarak yaftalanıyor. İnsanlar biribirine çabucak iftira ediyor, töhmet altında bırakıyor.Aksa Tufanı operasyonundan bu yana Filistin konusunda tepki gösteren kitleler çeşitli dini/ideolojik arka plana sahip. Bunları şöyle sıralayabiliriz: Muhafazakar/dindar kesim: Bunların kahir ekseriyeti zulmün her türlüsüne karşı tepkili. Esed rejiminin katliamlarına da, İran’ın bölgede işlediği cürümlere de Afganistan işgaline de, İsrail zulmüne de. İrancılar: Türkiye’de sayısı bir hayli bulunan İrancı/Şii tayfa sadece İran’ı destekleyip övmekle meşgul. Esed rejimini destekliyorlar. Irak ve diğer bölgelerdeki Sünni katliamlara sessiz kalıyor hatta destekliyorlar ve söz konusu ABD karşıtı (Taliban gibi) Sünni bir direniş hareketi olduğunda bile sessiz kalıp zaman zaman da aleyhinde durarak İran’ın tezlerini işliyorlar. Antiemperyalist görünümlü muhalif ve LGBT’ci kesimler: Bunlar Esed karşıtı kesimleri de içlerinde barındırmakla beraber Esed’I emperyalizme karşı bir kahraman olarak görüyorlar. İran’ı ve hatta Hizbullah’ı da. Aralarında PKK’cılar, TKP’ciler, DHKP-C muhibbanları, İhsan Eliaçık tayfası, Emek ve Adalet Platfromu Üyeleri, Antiemperyalist Müslümanlar gibi renk renk gruplar bulunuyor. Bunlara ek olarak iki kesim daha var. 1- “Ne olursa olsun devletim doğru yapar-haşa devletim tandırıdır, polisim de peygamber gibi masumdur” anlayışındaki ırkçı-milliyetçi kesimler. 2- Alenen İsrail’i destekleyen, “bize ne ümmetten İslâm’dan” diyen, “İsrail Arap teröristlere oh ediyor” diyen seküler –İslâm dışı Batıcı kesimler. Bunlar hayvan kategorisinde değerlendirileceği için gündeme almıyorum. İran yanlısı/ajanı kesimler zulme seçmeci bir tepki gösteren, tüm retoriklerinde İran’ın ihanet, katliam ve ikiyüzlülüklerini gizlemeye çalışan, Türkiye’yi eleştirirken dahi asıl gayesi İran bölgedeki katliamlarını gizlemek olan aşağılık kesimler. Bunların ağzından İran’a, Esed rejimine, Haşdi Şa’bi isimli Şii Daeş örgütünün Irak’ta yaptığı katliamlara, Şii Ensarullah/Hûsî grubunun Taiz’de 6 milyon Sünni’yi aynı Gazze’de İsrail’in yaptığı gibi yıllardır kuşattığına, İran’ın yıllardır Kudüs’ün yolu Halep’ten, Şam’dan, Bağdat’tan, Beyrutt’tan geçer diyerek tüm coğrafyada kah Rusya kah ABD ile ortak yürüttüğü katliamlardan bahsettiğini duyamazsınız. İsrail karşıtlığıyla itibar devşirmekteler ve İran’ın –kendi çıkarları amacıyla-Hamas’a verdiği destek yoluyla İran’ı yıkayıp yağlamakta ve ideolojilerini yaymaya çalışmaktalar. Bunlar da birkaç kategoride çalışıyor: Direk Şii olup bunu ifade edenler Şii olup takiyye icabı bunu gizleyenler Saadet Partisi ve Hüda-Par’a sızıp Şafi görünümde İrancılık ve hatta Şii tezlerini savunanlar İran’la -Azerbaycan bahanesiyle ama özellikle de mal kavgası nedeniyle arası bozuk Azeri/Ca’feri kimliktekiler. (Şüphesiz hepsi değil) Şinni olanlar. Yani Şiî-Sünni ortaya karışık bir akideye sahip ama İran propagandalarından etkilenmiş cahil kimseler. Başka bir grup ise CHP, Saadet Partisi gibi çeşitli siyasi partilere müzahir kesimlerin yerel seçimler başta olmak üzere tüm meseleleri hükümet karşıtlığına teşmil edip oy toplama ve Filistin meselesini politik sermayeye dönüştürmeye çalışan kesimlerdir. Bunlar İran yanlıları ve yayın organlarıyla girift bir ilişkiye sahipler. Şimdi tüm bunları göz önünde bulundurarak Filistin konusundaki tartışmalara girelim. Hükumetin Filistin konusunda çoğu kesimi hayal kırıklığına uğratan tutumu ve zaafları ciddi bir hayal kırıklığına neden olmuş vaziyette. Bu hayal kırıklığı zaman zaman öfke olarak dışa vurulmakta ve sükût-u Hayal’in büyüklüğü eş orantılı bir nefrete de dönüşmekte. Haddini aşan zıddına döner kaidesi gereği dün sınırsız övenler bugün İran’ı, Esed’i vs direnişçi sanıp “Kahrolsun Erdoğan” Katil İsrail İşbirlikçi ABD sloganları atabiliyor. Bu tepkileri onları kolaylıkla aslında Ak Parti karşıtı, LGBT destekçisi, İrancı ve hatta İslâm düşmanı olan ama İsrail’e de tepkili ya da İsrail düşmanlığını politik ajandaya çeviren çevrelere beşeri kaynak haline getiriyor. İster sûfi, ister liberal, ister milliyetçi muhafazakâr olsun ve hatta selefi düşünceden kesimler dâhi kendilerini normal şartlarda bir araya gelmeyecekleri kesimlerle omuz omuza eylemlerde bulabiliyor. Zîra öfkenin birleştirici gücü sevginin kaynaştırma gücünden daha fazladır. Birbirine zıt fanatikler başka bir ötekine karşı hızla aynı safta dizilebilirler. İşte tam bu aşamada karşımıza son derece iyi planlanmış bir manipülasyon projesi olan “Filistin İçin Bin Genç” vb yapılar çıkıyor. İslâmi camialar Gazze’ye destek vermenin ve eylemselliğin sınırları konusunda ihtilaf içindeler. Mütedeyyin kesimlerin bazı kolları (nurcular, Süleymancılar, Menzil vs.) zaten uluslararası olaylara ve ümmet meselelerine müfredat ve formasyonları icabı ilgili değil. Önemli bir kısmı Ak Parti ve Türkiye’nin devasa bir uluslararası desteğe (askeri, ekonomik, siyasi güce) sahip İsrail’e direk savaş açılması, cepheye girilmesi, asker gönderilmesi gibi talepleri afâkî buluyor ve gerçekçi bir zeminde taleplerini ulaştıracak yol ve yöntemlerle eylemler tercih ediyor. Büyük kısmı mümkün mertebe eylem de yapmıyor bu nedenle. Az bir kısmı ise başından beri istikrarlı bir şekilde boykot ve eylemler yapıyor. Ancak maalesef tabanları ve medya görünürlükleri az. Bunu yaparken kaş yapayım derken göz çıkarmamaya, Hamas’ı alenen terörist ilan edip İsrail’e tarihi boyunca destek vermiş, ilk olarak İsrail’i tanımış, Türkiye içinde de mütedeyyin kesimlere aşikâr bir düşmanlığı olan, LGBT gibi bir sapkınlığı da açıkça destekleyip teşvik eden Ak Parti karşıtı ana muhalefet koalisyonuna (CHP-HDP ittifakı) alan açmaktan kaçınıyorlar. Bu nedenle de ölçülü bir tepki verip yardım, medya ve diğer imkânlar ölçüsünde Gazze’ye destek olmaya, hükumeti de daha fazla adım atması için teşvik etmeye çalışıyorlar. Muhafazakâr/dindar kesimlerin diğer bir kısmı ise hükumete çok öfkeli ve ana akım İslâmî kesimler bu öfkelerine tercüman olmadığı için diğer grupların/kesimlerin eylem ve söylemlerine teveccüh ediyor. Seçimlerde bu kesimlerin bir kısmı Refah’ı vs desteklerken bir kısmı sandığa gitmedi. Bir kısmı ise sisteme dönük daha kökten eleştirileri nedeniyle zaten demokrasi karşıtılar ve oy da vermiyorlar. Sizlere Türkiye’deki İsrail karşıtı kesimlerle ilgili bir tablo sunup harita çizmeye çalıştım. Sıra geldi Filistin İçin Bin Genç grubuna ve son tartışmalara. Bu ekibi tam olarak şu şekilde tanımlayabiliriz: Yönetici/yönlendirici kurmay kadrosunun “ümmet”, “İslâm”, “Hamas” gibi derdinin olmadığı, ağır bir Sol-Sosyalist, devlet karşıtı, PKK’ya müzahir ve LGBT’ci söylemi olan, vitrine başörtülü, dindar görünümlü ancak ideolojik kargaşa yaşayan kimselerin konulduğu, hükumete muhalif neredeyse tüm kesimlerin desteklediği (Saadet Partisi, Refah, CHP, PKK, Davudoğlu vb.) İrancıların ise canhıraş bir destek verdiği karma bir yapılanma. Ak Parti ile ayrışan, hayal kırıklığına uğrayan kesimler de tam da bu süreçte bu dairenin içine giriyorlar. Filistin İçin Bin Genç topluluğu bu videoda da belirtildiği gibi @FurkanPolatkann ‘ın etkin rolüyle kurulmuş. youtube.com/watch?v=ueyIhV… Furkan Polatkan Sol kimlikli, LGBT destekçisi biri. "Gençlik Komiteleri" isimli bir mecrada LGBT destekçiliği, Sosyalist fikirlerin savunuculuğu, İslâmi kesimlere düşmanlık ve PKK yandaşlığı yapıyor. Fotoğraf Filistin İçin Bin Genç topluluğu kurucusu Furkan yoldaşımız Gençlik Komiteleri’nin komitacılık faaliyetleri kapsamında seminerler de veriyor. Filistin İçin Bin Genç grubunun diğer en gözde isimlerinden biri de Şeyma Altundal yoldaşımız. Bu arkadaşımızı Boğaziçi Üniversitesi’nde LGBT eylemleriyle tanıyoruz. Kendisi başörtülü LGBT’ci olarak biliniyor. Geçtiğimiz yıllarda bir eylemde polislerin kendisini darb ettiğini, yerlerde sürüklediğini, başörtüsünü çıkardığını iddia etmiş, ama bunların yalan olduğu ortaya çıkmıştı. O dönem de bu mesele medyada epey konuşulmuştu. Kendisi bu sıralar Filistin İçin Bin Genç grubunun tüm eylemlerinde konuşmacı ve örgütçü olarak ön planda yer alıyor. Fotoğraf Sizler için Filistin İçin Bin Genç grubunun resmi sosyal medya hesabında ayrıntılı bir inceleme yaptım. Kendilerinin ön plan çıkarıp bir şekilde paylaştıkları isimleri teker teker inceledim. Hesapta ilk retweet ettikleri kişi “Cumartesi Anneleri, Mazopotamya Haber Ajansı, DHKP-C’ye müzahir yayınların etkinlik ve paylaşımlarını yapan Zeynep Kuray. Fotograf Kuray radikal bir LGBT destekçisi ayrıca. Ucundan da Esed'i güzelliyor. Fotograf Eylem tercihlerine ve tarzlarına gelince bu grubun eylemsel yaratıcılık açısından (biraz da Sol-protest kültürün avantajlarıyla) az bir kitle ile (zira kitlesel bir tabanları yok/ideolojik olarak homojen değiller) çok ses getiren eylemleri tercih ettikleri ve başarılı bir tablo çizdikleri görülüyor. Bu eylemlerin ses getirmesinin temel nedenleri çatışmacı olmaları, belirli güç odaklarını hedef almaları, sosyal medyayı güçlü ve etkin kullanmaları, ama tüm bunlardan bağımsız ve daha da önemli bir madde olarak hükumet karşıtı tüm kesimlerin desteğini arkalarına almalarıdır. Hiç şüphesiz bu desteğin ardında samimi niyetler ve niyetliler olsa da seçim sürecindeki iktidar çekişmesinin etkisi büyüktür. Grup üyeleri İsrail ile ticaret yapan firmaları gündeme getirmeleriyle ön plana çıkıyor ve destek alıyorlar. Ancak burada bir husus dikkat çekiyor. Yalnızca şimdi değil Türkiye tarihi boyunca da İsrail ile en fazla ticaret yapanlar Tüsiad üyesi şirketlerdir. Hatta bunların önemli bir kısmı direk Yahudi’dir. Ama buna rağmen grup Müsiad’a odaklanıp Tüsiad’a göstermelik tepki veriyor. Tüsiad karşıtı sadece 6 gönderi paylaşmışlarken Müsiad için onlarca paylaşımları var. İsteyen hesaplarından inceleyebilir. Grup Müsiad’ı durdurun şeklinde ses getiren bir kampanya yaptı ama Tüsiad’a ilişkin dil ucuyla söylem ve bir iki istisna eylem dışında bir girişimleri yok. x.com/filistinicinbi… İslam'dan çıkıp mürted olan herkese koşup kamera uzatan, her yerde İslâm düşmanı ve LGBT sapkınlığını savunan, 28 Şubat'ta İslâmi Hareketlere karşı vesayetçi apoletlilere bilirkişilik yapan Ruşen Çakır'ın medyascopu başta olmak üzere bilimum marjinal Sol-mezhepçi örgütler, terör örgütlerine müzahir yayın organları toptan onları destekliyor ve sanki onlar dışında hiç bir eylemsellik yokmuş gibi diğer camiaları görmezden gelmektedirler. Bu ekibe en fazla destek verenler ise hiç şaşırmayacağınız üzere sosyal medyada sabah akşam İran ve Esed destekçiliği yapan, Afganistan başta olmak üzere her bölgede Sünni İslâmi Hareketlere karşı söylemsel ve eylemsel olarak mücadele eden kesimler. Mesela ekte gördüğünüz arkadaş İran İdlib'i vurduğunda sevinç naraları atan ve sabah akşam TV'den Esed ve İran propagandası yapan bir kişi. Diğeri ise savaşın tam ortasında gidip Esed ile görüşen İslâm Özkan. Bu arkadaşlar da Filistin İçin Bin Genç isimli grubun aktif destekçileri... Son dönemde Sosyal medyada tüm mesaisini İran propagandasına harcayan hesaplar türedi. Kadrolu İran ajanları ise zamanlarının çoğunu sosyal medyada geçirerek iğrenç görevlerini icra ediyorlar. Dr.Abdulkadir Şen
··
740 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.