Göz kapaklarıma bir ağırlık çöküyor,
Gün batımını tamamlamışken gözlerimin
ışıkları.
Etrafımda yalnızlığın kaybetmiş kalabalık
şehir kokusu.
Elimde bir kupa sıcaklık.
Dudaklarımda bir kahvenin yakıcı tadı.
Kulaklarımda duymak istediğim dünyanın
homurtuları.
Balkonda bir kanepe, bir de yastık.
Sadece bir sokak lambası gecemi aydınlatan.
Sokakta baş gösteren sessizliği
Kovalıyor çekirge sesleri.
Tabii onlara bir de mırıltılarım eşlik ediyor.
Dünya bir anlık susuyor sanki.
Gürültüden yılmış bedenim mayışıyor,
Bir kedi güneşin gölgesine uzanmışçasına.
Manzaralar sıralamak istiyorum,
Şu balkon korkuluklarının ötesine.
Binaları yok etmek,
Denizlerin sakinliğini sermek istiyorum
tam karşıma.
Gerçek olsun diye kapadım gözlerimin
perdelerini:
Yine balkonumdayım.
Eski kanepemde oturuyorum
Balkon korkuluklarına karşı.
Ama onun ötesine bezeniyor bir mavilik.
Üzerine gök kubbe bulutlarını serpiştirmiş.
Bir kuş havalanıyor
Ardındakilere yol gösterircesine.
Çekirge seslerini susturmuyorum,
Aksine kuşların ezgilerine katıyorum
onları.
Huzuru hissetmişken iliklerimde,
Kahvenin keskin kokusu ayıltıyor
Gerçeklerin gürültüsüne.
Gülümsemem yanaklarımdan ayrılırken
Hayallerimi de
Balkon korkuluklarının ötesindeki
Çekirgelerin sesine karışan
Bir sonraki durgun geceye erteliyorum.
Görüşürüz huzurun kapanan kapıları!
Ben engel olunamaz gürültülerin diyarında
kaybolmaya gidiyorum.