Gönderi

1035 syf.
10/10 puan verdi
Anna Karenina
2024 yılında okuduğun ikinci Rus klasiği -tam Dostoyevski - Tolstoy’u geçti derken karşıma Anna Karenina çıktı ve son dakika golü oldu. Bu zamana kadar hiçbir kitabın beni böylesine derinden etkilediğini hatırlamıyorum. Klasikler açısından Tolstoy bir deha ve şu an Tolstoy durumu eşitleyerek skoru 1-1 yapmış durumda. Anna Karenina 19. yüzyıl Rusyasında Ataerkil toplum yapısına meydan okuyan bir karakter. Kitapta Anna karakterini toplumun ahlaki normlarını ayaklar altına alıp çiğnediğini Tolstoy O şahane üslubuyla öyle güzel anlatıyor ki Rus Aristokrasisi gibi bizi de kendine hayran bırakıyor. Hele yaşadığı vicdan azabını ve o ruh halini okura yansıtması… Anna karakterine methiyeler dizmek değil amacım. Zira oğluna olan düşkünlüğünün zamanla vronski ile olan ilişkisine engel olduğunu düşünmesiyle oğlundan vazgeçmesi, sevmediği kocasından doğan oğluna karşı anneliği ile sevdiği, uğruna ölümü göze aldığı sevgilisi neden doğan kızına olan anneliği “Annelik” kavramını sorgulatıyor. Roman boyunca erkekler için kadınların sadece bir doğum makinesi ya da bir kuluçka olarak görülmesi ise o yüzyılın Rus toplumunun zihin dünyasına ışık tutuyor. Vronski üzerinden aşkın bir erkek için özgürlüğe vurulan pranga olduğuna vurgu yapılıyor. Rus edebiyatında dini metinlerin ustalıkla kullanımı her okuyuşumda beni daha da etkiliyor. İlahiyatçı olmamın verdiği algıda seçicilik olsa gerek. Nobokov’un Tolstoy için söylediği vaaz edasıyla metinleri işlemesinin hakkını fazlasıyla veriyor. Son olarak bütün karşı koyulmaz tutkuların ve arzuların sonunun baştan belli olduğunu iliklerimize kadar hissettirerek bizlere veda ediyor.
Anna Karenina
Anna KareninaLev Tolstoy · İletişim Yayınları · 201739,9bin okunma
·
136 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.