Bir sarkaç gibi sarkarak iki belki arasında
sana ne kadar borcum kaldı onu hesaplıyorum
sevgili okur sayın şair, muhatap
maraş'tayım, rüzgârın ve dağın yanı başında
tahtaya kaldırılmış bir öğrenci kadar tedirgin
Herkese yetecek kadar sulandırılmış bir aşk
ve yol yorunca yürüyen mısralar da
yürüyen merdivenleridir artık hayatın
ilk mısra ilk adım gibi her şeyi değiştirir
ses sese değince, insan biraz da kendine benzeyince
kendini ispatlamak için döner dünya, dönse de
güzel söz mezarlığıdır artık, kadınlar da öyle
Yaşlı lirizmden, kırlardan ve ovalardan sakınmalı böylece dağsız şair olmaz türküsü daha iyi söylenir
en yakınındaki kendine sokulunca kişi
köşeyi dönmeyip de hep kendini dönünce
en yakın akrabasıdır artık ölüm
yedi kat yabancı gibi gelmeden önce
bak ölü kuşlar yağıyor gökten yere