Gönderi

1938 yılında İstanbul Darülfünu'nu Üniversite olmuştu, müderrisler profesör olmuştu. Artık bizde de Newton, Pascal ve Gauss gibi bilginler yetişecekti. Üniversite reformu bunu sağlayacaktı. Herkes iyimserdi. Kürsüler kuruluyordu. Doktora diye bir şey olduğunu da öğrenmişlerdi artık. Yeni bir Gauss'un ortaya çıkacağı günler yakındı. "Peki neden çıkmadı?" diye yakındı genç adam. "Yalnız bir şey unutulmuştu. Gelenek ve özellikle sistem diye bir şey olduğu unutulmuştu. Doğu'nun sistemsizliği diye bir şey olduğu unutulmuştu. Doğu geleneğinin bilim geleneğiyle nasıl uzlaştırılacağı meselesi unutulmuştu. Aceleden temel ilkeler unutulmuştu. Gauss'un Alman vatandaşlarının ülkeye getirilmesiyle topraktan Gauss'ların fışkıracağı sanılmıştı. Beklenen Gauss meyva vermedi. Mustafa bunu bilim dünyasına girer girmez anlamıştı. Kapıdan girer girmez hemen, 'İthal malı bilim olmaz,' demişti. Bu, ithal malı kafa olmaz demekti aynı zamanda. Bilim için de bir 'Yerli Mallar Haftası' düzenlemek gerekliydi."
Sayfa 68 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
·
79 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.