Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

240 syf.
6/10 puan verdi
Çeyrek-biyografik bir eser.
Waldo sen neden burada değilsin? sorusunu soruyor bana İsmet Özel. Sen neden bu cephede değilsin? “Yaşadığım ülkede herkes birbirine yan gözle bakıyor,” diyor Özel, “ben ise onların hepsine cepheden bakıyorum.” Ben de onun cephesinin benim aradığım cephe olduğunu seziyorum ama kendisinin neden ve nasıl burayı seçtiğini anlamak için bu kitabı okuyorum. Kendisini neler buraya itti? Neden burayı seçti? Bu cepheden savaşmayı göze almanın bedeli nedir? Kimler bu cephede yer alamaz? Kimler buranın en büyük düşmanları? Burada duran İsmet Özel’i böylesine cüretkâr, varlığında samimi, açık sözlü, asaletli, şerefli yapan ne? Onun nasıl kendi olduğunu anlamak ve bundan istifade edebilmek için almıştım bu kitabı elime. Umduğumu bana sunmadı. İncelemelerin çoğunda bu kitabın “yarı-biyografik” niteliğinde olduğu söylendi. Bana kalsa “çeyrek-biyografik” derim. Kitabın muhtevasını biyografik nitelik taşımaktan uzak denemeler oluşturuyor çoğunlukla. Kapitalizm, tarih, Türklük, dünya düzeni… Bu hususlarda değindiği noktalar önemsizdi demiyorum. Ama ben bu kitabı İsmet Özel’in bu konulardaki düşüncelerini okumak için almadım elime. Ben öyle anladım ki İsmet Özel o konular üzerinden anlatıyordu bulunulması gereken cephenin nasıl bir yer olduğunu, kimler için olduğunu. Kitabın başlığında geçen “bura”nın neresi olduğunu… Dünyanın dönmesiyle birlikte kendisinin nasıl şekilden şekile girdiğini, nelerin kendisine malum olduğunu anlatıyor. Bunu anlatmak için de 2. cihan harbinin bitiminde doğmuş olmasının onun şahsiyetinde ne denli etkili olduğunu vurgulayarak başlıyor. Soğuk Savaş denilen safsata… Türk milletine giydirilen gömlekler… Bütün bunları samimiyetle sorguladığı için bulunduğu cepheyi bulabildi sanırım. “İşten anlayan insanlar kendilerini bildikleri için işleri kendi bildikleri gibi yaparlar,” diyor yazar. Kendisi de kendini bilme emniyetine çıkmış biri bence. Kendini bilmeden önce tehlikede miydi? Bunu mu kastediyorum? Hayır. Çünkü o hep kendine karşı samimi idi anlattığına göre. Titizliği, ruhunu yerlerde sürünmekten koruma çabasını hiç elden bırakmadı. O yüzden hep kendini bilme yolunu yürüdü. “Ben, bir tek benim,” diyor bir şiirinde. Kendini bilmiş olmak bunu söylettirir insana zannımca. Kendisinin kitapta bahsettiği “umumî kabullerin sığ katmanlarını terk etmeyi bilen ve hayatlarındaki hususî derinleşmeyi başarabilen insanlardan” biridir bence İsmet Özel. Çıkmazlara, şüphelere düştüğü zamanlarda kaleminden akıveren şiirlerinin neler olduğunu da belirtti bu kitapta. Sonra hidayete erdi ve bir şiir daha döktü yazıya: Amentü. Sık sık beni yoran husus, anlatımının çok zor anlaşılır olmasıydı. Niçin daha açık olamıyor? Belki benim gibi kelimelerin diziminin ve iletilme biçiminin okurun neyi nasıl anlayacağını fazlasıyla etkileyeceğini düşündüğünden dolayı kendi yoğun ve çetrefilli düşüncelerini ancak bu kadar açıkça aktarabiliyor. O kadar karmaşık ve uzun anlatıyor ki, bilerek felsefe yapmak istiyor olabileceğini düşünmüyor değilim. Ama hak veriyorum kendisine biraz: Dile getirmeye çalıştıklarına kendisi basit bir zihinsel faaliyet sonucunda ulaşmadı. Öyleyse bunları idrak etmek de zihnini sığlıktan kurtarmak istemeyenlere nasip olmaz. Kendinden açıkça bahsettiği yerler de var. Bu kısımları dikkatle okudum. Aradıklarım bunlardı işte. Titizlik, dedi çok kez. Titiz insanlar… Ne fark eder ki diyenler, işlerin derinliklerine vâkıf olamayanlardır. Fark eder kardeşim, fark eder! “İnsanların farktan imtina etmeleri cehaleti koyulaştırıyor, zulmü ağırlaştırıyor.” Farkı görebilenlerdir bir derinliğe sahip olanlar. Hayatı üstünkörü yaşayıp mânâya inmeyi düşünmeyenler, mânâya inmek için çabalamayanlar ellerinde bir titizlik bulundurmazlar. Kişilikleri de çelişkilidir. Oysa titiz bireyler, tek şekildir. Nereden bakılırsa bakılsın aynı çehre gözükür. Titiz insan “orayı karıştırma!” demez diyor yazar. Titiz insanlar yaşamlarının her ânının dünyaya ve kendilerine yatırım yapma fırsatı olduğunun farkında olanlardır. Titizliği elden bırakmazlar. Bırakırlarsa sığlaşacaklar ve dünyaya değer katma ve -Müslümanlar için- İslam uğruna kavga etme potansiyelini heba etmiş olacaklar. İsmet Özel’in bu kitabını okumak zordu. Pek çok yerde sıkıcıydı. Ama bilmiş olmaktan memnun olduğum şeyler de gizliydi bunda sanırım. O yüzden okuduğuma pişman değilim. Fakat İsmet Özel okumaya buradan başlanması gerektiği fikrine katılmıyorum. Hocamın bana tavsiye ettiği gibi ben de İsmet Özel okumak isteyenlere Kırk Hadis kitabından başlamalarını tavsiye ederim. Şunu söyleyerek bu yazıya bir virgül koyalım: İsmet Özel gibi biz de yaşamanın neye değdiğini bilme konusunda yılgınlığa kapılmamalıyız.
Waldo Sen Neden Burada Değilsin?
Waldo Sen Neden Burada Değilsin?İsmet Özel · Tiyo Yayınevi · 20192,801 okunma
49 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.