Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

176 syf.
7/10 puan verdi
Başlık küçük bir kandırmaca içeriyor bence. Hatta bunu ilk olarak düşündüğüm sıralar yazara biraz sinirlendim ama sonradan, bunu bilinçli olarak yapılmadığına kanaat getirdim. Öyle olunca da sinirim geçti. İçerikle tam olarak eşleşmediğini hala düşünüyorum tabi. Denizli'ye gelirken çantama bir Murakami kitabı koymuştum. Eve gelince okuyacaktım. Kardeşimin kitaplığında bu kitabı gördüm. Aynı yazarın yazmakla alakalı bir kitabı genel olarak daha çok ilgimi çeker. O yüzden Koşmasaydım Yazamazdım'a başladım. Dedim ya, yazmakla alakalı sanıyordum ben kitabı. Evet, bununla alakalı kısımlar da vardı ama azınlıktaydı. Spor geçmişinden bahsedilen bir anı kitabı yönü ön plandaydı. Bazı yazarlar bu kandırmaca başlık meselesini bilerek yapıyorlar. Ya da anlatılacak bir şey bulunca, bir hevesle onu kitaba dönüştürüyorlar ama o şey kitap edecek kadar yoğun olmuyor. Hal böyle olunca o şey kitabın ortasında küçük bir nokta olarak kalıyor, etrafı doldurma oluyor. Murakaki'nin bu kitabını bunların arasına koymam haksızlık olur elbet. Anlatmak istediği asıl meselede, (ya da beim duymak istediğim asıl meselede) kalmamış, başka şeyler dahil etmiş evet ama bu eklemeler da onun içinden gelen yine aynı değeri taşıyan meseleler. Yani doldurma malzemesi değil. Murakami için hayatında çok büyük değer taşıyan bir şey olduğu için de normal. Gündelik hayatımızda dahi yaşıyoruz bence bunu. Bir insan, ilgi alanı ya da takıntısı ne ise onun hakkında konuşurken biraz fazlaya kaçıyor, derinlere iniyor. Dinleyici olarak, kişilerin bu anlarını, merak barındırmıyorsak bile anlayışla karşılamamız gerekir. Belki sonra biz de bir başkasına anlatırız hevesli hevesli. İşte bu kitap Murakami'nin spor serüvenlerinden bu halde bahsettiği bir kitaptı bana göre. Dediğim gibi bana pek batmadı ama yazmakla alakalı daha fazla şey okumak istiyordum. Kaliteli yazarlarda (bunun bendeki karşılığını anlatmayacağım) karşılaştığım bir ruh hali var. Konuşmalarında bir dinginlik, olaylara, kişilere ve durumlara harşı bir hoşgörü ve tevazuyu içiriyor bu hal. Aslında gerçek hayatta daha kolay fark ediliyor çünkü davranışlara ve konuşmaya da sirayet ediyor. Ben bunun örneğini şimdiye kadar iki defa gördüm, zaten böyle bir şeyin varlığından bahsetmem de o iki örneğe dayanıyor. Murakami'nin bu kitabını okurken ilk defa yazı ortamında bir yazarın bu yönünü gördüm. Keşfim sağlamlaşmış oldu. Tabi bunu görebilmek için kişinin sohbet eder tarzda kaleme aldığı yazılarını okumak gerekiyor.
Koşmasaydım Yazamazdım
Koşmasaydım YazamazdımHaruki Murakami · Doğan Kitap · 20182,816 okunma
44 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.