Roman biçim olarak hem 2 saat gibi Aysel’in duygu dünyasını konu alan psikolojik bir roman hem de bu geçen 2 saatin içerisinde ustaca yapılan geri dönüş teknikleriyle Atatürk sonrası Cumhuriyet dönemini geniş bir şekilde ele alan toplumcu gerçekçi tarihsel dönem romanıdır. Okurken çoğu zaman kendinizi hayali karakterlerin canlandırdığı bir tarih kitabı içerisinde bulacaksınız.
Aysel ölmeye karar verir. Bunun için kendini hızlıca bir otel odasına atar .Ölüp özgürleşecektir. Özgürleşmek için çıplak bir şekilde kadınlığını tekrar keşfedercesine yatağa uzanır ve ölmeyi bekler. ancak kafasındaki sesleri, çatışmaları bir türlü susturamaz. Hayatı boyunca aydın bir çevrede aydın bir Türk kadını (kadınlığından önce insan olarak görülmek) olabilmek için verdiği mücadele; ailesine karşı, köylüsüne karşı, öğretmenlerine karşı, topluma karşı sürüp giderken Aysel ben olabilme, özgür olabilme idealleriyle apaydınlık bir gelecek ve çağdaş bir toplum hayalleri ile çabalar. Verdiği mücadele neticesinde bir profesör olmayı başarır. Ancak hala bazı eksiklikler, yanlış giden durumlar vardır. Kafasındaki aydın birey ve aydın bir toplum olma çatışmaları çok yoğundur kendini tamamen özgürleştirmek için geldiği son noktada bir öğrencisi ile yatar.
Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyetin nasıl bir şey olduğunu kafasında bir türlü netleştiremez ve kendini bir türlü kanıtlayamaz. Bu tatminsizlik Aysel’i en sonunda ölmeye götürür. Demokrasi, Cumhuriyet, Türklük, yıllık gelir, okumak, kadın olmak, çorap giymekten taze turp almaya, raporlar, öğrenme, öğretme… Aklında binlerce karışık duygularla terler, yorulur, düşünür, durur, kabuslar görür. Kendisi gibi aydın olmak isteyen diğer sınıf arkadaşlarını düşünür… onlarla olan mektuplaşmalarını anımsar. Yattığı öğrencisini düşünür. Kendisi gibi aydın olan kocasını düşünür. Ölümü beklerken zihni sürekli düşünür.
Aysel’in otel odasında geçirdiği 2 saat ona günlerce sürmüş gibi gelir. Düşünceler, duygular, uyanık rüyalar içerisinde boğulur ama bir türlü ölemez. Zihni ölmek istememektedir. En sonunda belki de hamile olabileceği hissi ile belki de kendi geçmişinde bulamadığı desteği çocuğuna verme umuduyla ölmeye yatışından kalkıp yeniden aydınlık bir geleceğe adım atar…
Dar Zamanlar üçlemesinin ilki olan 
Ölmeye Yatmak romanında 
Adalet Ağaoğlu çok iyi tasarlanmış bir teknikle bir geçmişe gider, bir şimdiye gelir. Geçmişte çok geniş bir dönemi ele alırken şimdi de ise 2 saatlik bir süreyi ele alır. Geçmişte akan olaylar ve toplumsal olayları bize verirken şimdi de ise bireysel psikolojik çatışmayı yaşayan Aysel ile bize de geniş bir sorgu dünyası açar.
Keyifli okumalar :)
·
1 plus 1
·59 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.