Gönderi

Tapınakçılar (Tampliyeler)
Bu tarikatın kuruluş amacının, Haçlı ordularının Kudüs'ü ele geçirmelerinin ardından, bundan böyle Hristiyanların Kutsal Topraklara hacca gittiklerinde güvenlerini sağlamak olduğu söylenir. 1118 yılında Hugues de Payens önderliğinde birleşen dokuz şövalye ant içerek "Pauperes Commilitionis Christi" (Mesihin Yoksul Askerleri) adını aldılar. Kudüs Kralı Baudouin (Baldwyn), bu şövalyelere elinden gelen tüm desteği verdi. Tampliyeler, bundan bir süre sonra başta Roma Katolik Kilisesi olmak üzere tüm dinsel kurumlardan ve Batı ülkelerinin çoğu soylularından yardım ve destek gördüler. 12. yüzyıl ortalarında bu örgüte katılan şövalyelerin sayısı büyük artış gösterdi. Başlangıçta Tampliyelerin çok basit bir örgütlenme düzeni vardı. Ancak örgüte katılanların sayısının artışıyla birlikte bu sistem karmaşıklaştı. Örgüt ezoterik nitelikli bir çalışma sistemini benimseyince dinsel anlamda bir "tarikat" olmaya dönüştü. (...) Dağılmalarından önce bile Tampliye Şövalyeleri, abartılı efsane ve söylenceler, dedikodular, kuşkular ve boş inançlar arkasına gizlenmişlerdi. Yasaklanmalarını takip eden çağlarda, kendilerini çevreleyen efsanevi özellikleri yoğunlaştı ve gerçek efsane, sahtesinin içinde daha da sarmaşık bir hal aldı. 18. ve 19. yüzyıllar boyunca, göreceğimiz gibi Masonluğun belli başlı ritleri, Tampliyelerin geçmiş tarihine dönük bir soy bağlantısı kurmanın sürekli olarak peşinde olmuştur. (...) Tarikatın hemen hemen tüm Hristiyan ülkelerinde gördüğü parasal destek ve edindiği ayrıcalıklar, (...) örgütlenmeyi kolaylaştırmakla kalmadı; Tampliyelerin bir politik güç edinmelerini de sağladı. Tampliye Tarikatı, ilk kurulduğu sıralarda herkese açık (ekzoterik) bir nitelik taşıyordu. 13. yüzyılda ise ezoterik bir kimliğe büründü. Tampliyeler, giderek kendi içlerine kapandılar.Tören ve ayinlerine üyelerinden başka hiç kimseyi almaz oldular. Kuruluşları sırasında benimsenmiş ilkeleri uyarınca, Tampliyelerin yoksul bir yaşam sürdürmeleri, kişisel varlık edinmemeleri gerekliydi, ama bu ilkeler adeta unutuldu. Tampliyeler ulaştıkları zenginliği kendileri için de kullanmaya başladılar. (...) Büyük bir ekonomik güç haline geldiler. 1285 yılında Fransa tahtına çıkan IV. Philippe (Güzel Filip), çok hırslı ve tutkulu bir adamdı. Bir yandan İngiltere ve Flemenklerle savaşırken, diğer yandan da baş gösteren ekonomik sıkıntıları giderebilmek için Tampliyelerden borç almak zorunda kalmıştı. Güçlerinin doruğundaki Tampliyeler, kibirlilik, küstahlık, insafsızlık ve aşırı ve ahlaksız davranışlı olmakla itham edilmişlerdir. "Tampliye gibi içmek" deyimi Ortaçağ İngilteresi'nde çok sık kullanılan bir benzetmeydi ve namus üzerine ettikleri yemine rağmen şövalyelerin, içtikleri coşkunlukta fahişelerle de yatıp kalktıkları görülmektedir. Ama bu yöndeki davranışları ne olursa olsun, finansal işlerde doğruluk, dürüstlük ve sağlamlık içeren itibarları hiçbir zaman lekelenmemiştir. (...) Yoksul şövalyelerin en sürekli başarıları ekonomiydi. Hiçbir ortaçağ kurumu kapitalizmin yükselişi konusunda Tampliyeler kadar etkili olamamıştır. (...) (Güzel Filip) örgüte onursal Tampliye olarak alınması talebinde bulunmuş ve aşağılanarak reddedilmişti. (...) 1291'de Batı Haçlıların, Kutsal Topraklardaki son kalesi Akka, Müslümanların eline düşmüş ve Kudüs'ün Latin Krallığı bir daha ele geçmezcesine kaybedilmişti. Bu, Tampliyeleri, yani batı dünyasındaki en iyi yetiştirilmiş, en iyi teçhizatlandırılmış, en profesyonel askeri gücünü, var olma nedensiz, Philippe'e göre daha uğursuzca, yuvasız bırakmıştır. (...) Kısmen kralın tarikata sızmış ajanları tarafından, kısmen firari olduğu iddia edilen bir şövalyenin gönüllü itiraflarından bir suçlamalar listesi oluşturuldu. (...) Kral, ülkenin her yanındaki komutan ve muhafızlarına mühürlü emirler gönderdi. Bu emirler, her yerde, aynı anda açılacak ve hemen yerine getirilecekti. 13 Ekim 1307 Cuma günü şafak sökerken Fransa'daki tüm Tampliyeler kralın adamları tarafından yakalanacak, tutuklanacak, toplandıkları yerler kraliyet müsaaderesi altına alınacak ve malları kamulaştırılacaktı. (...) Örgütün efsanevi serveti, Philippe'den yakayı kurtarmayı başardı. Hiçbir zaman bulunamadı ve inanılmaz mükemmellikteki "Tampliye Hazinesi" bir giz olarak kaldı. (...) Tampliyelerin de benzer bir ön uyarı aldıklarını gösterir geçerli deliller vardı. Kısaca, ani saldırıdan önce örneğin, Büyük Üstat Jacques de Molay, örgütün birçok kitap ve günümüze kadar gelen bazı tüzüklerini toplatarak yaktırdı. (...) Birçok şövalye kaçtı ve yakalananlar öyle hareket etmeleri önerilmişçesine uysalca teslim oldular. Fransız Tampliyelerinin kralın askerlerine etkili bir direnişte bulunduklarına dair hiçbir kayıt yoktur. (...) Hemen hemen tümü Tarikat Haznedarı ile bir şekilde bağlantılı belirli bir grup şövalyenin organize firarı ile ilgili belirtiler mevcuttur. (...) Engizisyon'un sorguladığı bir şövalye, tutuklamalardan kısa bir süre önce, hazinenin Paris külliyesinden kaçırılmış olduğunu söylemiştir. (...) 1314 yılında Jacques de Molay ve yardımcıları yakılarak idam edildi. (...) Peter d' Aumont'u kendilerine önder olarak alan Tampliyeler İskoçya'ya kaçtılar. Onlar da oradaki Operatif Mason localarıyla birleştiler. Bir bölümü İskoçya Kralı Robert Bruce'un kurduğu orduya katıldı. İskoçya'nın İngiltere ile tutuştuğu bir savaşın kazanılmasında gösterdikleri yararlılıktan ötürü, Robert Bruce Tampliyelere olağanüstü ayrıcalıklar tanıyıp örgütlenmelerine izin verdi. İskoçyalı Tampliyeler "Royal Order of Scotland" (İskoçya Kraliyet Tarikatı) adlı örgütü kurdular.
·
22 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.