Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Passion başını kaldırarak Mark'ın 12 hatlarını dikkatle inceledi. Ne görüyordu? Mark onun yüz Halesinde açlık ve ihtiras görüyordu. Açlık ve ihtirası başka bir by yumuşatıyordu. Mark bunun ne olduğunu bilmiyordu ama onm boş hayallere kapılmasını da istemiyordu. Mark onun clinin üzerindeki elini sıkarak avucunu bastırdı. Hurada bulunmamın sebebi bu. Passion, Başka bir şey değil. Anlıyor musun?" Passion'ın tatlı dudakları hafifçe titredi. "Evet. Anlıyorum." Mark elini gevşetip ona eldivenlerini geri verdi. Passion'ın sesi Mark'ta onu becerme arzusu uyandırmıştı. Onun her şeyi Mark'ta bu arzuyu uyandırıyordu! Omzunun üzerinden arkaya huu bakış attı. Salonun öbür tarafında birkaç çift dolanıyordu. Locuklu aile gitmişti. Mark panoya doğru bir adım attı. Passion da onunla birlikte ilerledi. Salonun kapısında kalabalık bir grup daha belirmişti. Bekle dur, işin yoksa! Mark Passion'ın elini tuttu. Bekleyecek sabrı bulamayarak, onu karanlık köşelerine çekti. Mark Passion'ı duvara yasladı ve kollarıyla onu sarıp, yukarı dönük ağzına alıcı kuş gibi saldırarak, onun narin dudaklarını vahşice soğurmaya başladı. Dilini ağzına sokup boğazına kadar terken sert davrandığının farkındaydı. Ama onu böyle davran- maya iten Passion'du. Passion da soluk almaya çalışırken onu itmiyor, aksine ona daha çok sokuluyor, ağzını onun dilinin kuv- vetine daha çok açıyordu. Passion onun şapkasını başından alıp parmaklarını saçlarının arasında dolaştırırken ağzından onun ağzına küçük bir inilti salı- verdi. Mark bu iniltiyi yutup yenilerini isterken pantolonunun bağ- larını hızla çekiverdi. Passion'ın vücudu şehvetle onunkine sürtü- nünce Mark taşkın bir kan nehrinin aletine doğru akışını hissetti. O kadar sertleşmişti ki aletini pantolonundan çıkaramıyor ve mce yüne her sürtünüşünde müthiş bir acı hissediyordu. Nefes almak için ağzını onunkinden ayırdığında nihayet azgın erkekli- gini pantolonundan kurtarabildi. Hiç görmediği kadar irileşmiş, sertleşmiş, başı ise şişıp morarmıştı. Passion geri çekilip açık ağzı ve aç gözleriyle ona baktı. Ka- baran dudaklarını yaladı. Mark buna bayılıyordu; Passion aynı hareketi dün de yapmıştı. Mark gösteriş yaparcasına şişmiş testislerini dışarı çıkardı. O kendini avuçlayıp okşarken Passion da göz ziyafeti çekiyordu. Mark organını sıkarak şiş başından berrak sıvı getirtirken çenesini sıktı. Sonra dolgun damlaları başparmağıyla zonklayan başına yayarak onu parlattı. "İstediğin bu, değil mi. Passion?" diye mırıldandı alçak sesle. "İstersem, seni bunun için yalvartabilirim, değil mi?" Passion'ın tüm vücudu titriyordu. Şakağındaki tüy sağa sola sallanıyor ama gözleri Mark'ın mini sergisinden bir an bile ayrıl- mıyorlardı. Mark ona bakınca, gözlerinde gördüğü aşikar hasret ona neredeyse acı verdi. "Evet." Passion'ın sesi tath, zor işitilir bir fısıltı şeklinde çıkmıştı. Mark parmaklarının tersiyle onun yanağını okşadı. "Ama yal- vartmayacağım." Panonun üzerinden öbür tarafın sesleri geliyor- du. Mark onlara aldırmayıp Passion'ın kulağına doğru konuştu. "Şimdi şapkanı çıkarıp elbisenin önünü aç." Passion çenesinin altındaki kurdeleyi çözüp şapkasını yere düşürerek koyu kumral saçını meydana çıkardı. Saçının orta kıs- mındaki düz sadelik ve örgülü topuzu her nasılsa onun güzelliği- ne güzellik katıyor, ceylan gözlerini daha çok ortaya çıkarıyordu. Elleri dik yakalı elbisesinin düğmelerini çözerken Mark'ın nefesi kesildi ve aleti sızlamaya başladı. Ama sergi salonundan gelen tiz bir kahkaha Passion'ı duraksattı. Mark kaşlarını çattı. "Passion, aç şu elbiscyi." Sert ve sabırsız bir tavrı vardı. Ama onun yüzünden bu hale gelmişti. Onu oracık- ta daha yakından görmek istiyordu. Passion onun ses tonundan rahatsız olmuşa benzemiyordu, duğmelerini hızla açtı. Bir düğmeden diğerine geçtikçe boynu ve göğsü daha fazla ortaya çıkıyordu. Nihayet iki yakasını açarak beyaz tenini, minik köprücük kemiklerini ve iç çamaşırının dan- telli V yakasını meydana çıkardı. Nefesi hızlanan Mark kayna- yan spermlerinin baskısını azaltmak için torbalarını sertçe sıktı. Passion'ın teni loş ışıkta kaymak gibi ve pürüzsüz görünüyor- du (Göğsünde bağlı pembe kurdeleyi çekip ince ketenden korse- wun minik düğmelerini açtı. İç gömleğinin yakasından taşan ve korsenin yukarı kaldırdığı harika göğüsleri hızlı nefes alıp ve- nuyle birlikte inip kalkıyordu. Ama bu görüntü ne kadar güzel olsa da Mark'ın gözleri koyu renkli göğüs uçlarına kilitlenmişti. Korsenin hemen üzerinden fırlamış, iç gömleğinin ince kumaşın- da iki belirgin tümsek oluşturmuş, serçe parmağı kalınlığındaki göğüs uçları Mark'ın gördüğü en dolgun tomurcuklardı. Mark hafif bir iniltiyle onu kendine çekerek elini dimdik ol- muş penisine götürdü. Passion'ın parmakları penisini tutarken, o da onun elbisesinin, korsesinin ve iç gömleğinin omuz kısımları- maşağı indirdi. Onu kaldırıp duvara yaslayarak bacağıyla destek yaptı ve yanağını sert göğüs ucuna sürterken, bir yandan da iç gömleğini sertçe çekip diğer göğsünü açtı. Nefesi kesilen Passi- on öne doğru eğildi. Mark'ın aleti Passion'ın elinde inip çıkıyordu, ağzı sulanmıştı. Passion'ın ortaya çıkan göğüs ucu koyu pembeydi ve başı sınır- larından kurtulduktan sonra daha da kabarmış, irileşmişti. Mark diğerını kapalı bıraktı. Kumaşa dayanmış göğüs ucunun görün- tusü hoşuna gidiyordu. Tam ağza layıktılar ama bebeklerin de- ğil, erkeklerin ağzına. Bu şansının kaynağı neydi? Çıplak olanı parmaklarının arasında sıkıp çevirirken hålå kapalı olanı ağzına almıştı. Emip diliyle ıslattıkça göğüs ucu büyüdü ve uzadı. Ni- hayet geri çekilip yaptığı şeye aç gözlerle baktı. Serçe parmakkalınlığındaki göğüs başı pembe zemininden bir buçuk santim kadar dışarı uğramıştı ve iç gömleğin ıslak kumaşı ona ikinci bir derı gibi yapışmıştı. Sırtını içe doğru kavislendirerek Mark'ın üzerine doğru eğil- miş, hızlı ve kısa soluklar alıp vermekte olan Passion bir eliyle onun boynunu kavramış, diğeriyle onun sızlayan uzvu üzerinde sihir yapıyordu. Passion'ın soluğunun sesı bile Mark'ı ateşliyordu. Kapalı gö- ğüs ucunu ısırarak başına diliyle fiskeler vurdu. Passion'ın vücu- du kollarında sarsıldı ve sessizce ağlayan aletinin ucundan şeffaf sıvı damlarken Passion onu alev alev tenine sürtüyordu. Mark inledi ve açıktaki göğüs ucuna geçerek Passion kıvranıncaya ka- dar sertçe emdi ve dilini uzun, sert uca sürttü. "Lütfen!" Mark onun bu telaşlı fısıltısını, dışarıdan gelen artan gürültü- ye rağmen duymuştu. "Mark..." Mark ıslak ağzını göğsünden çekip onu bacağına doğru çekti. Passion'ın kalçaları titredi ve sanki ayakta durnak için yardıma ihtiyacı varmış gibi, parmakları onun pardösü kollarını kavradı. Başını kaldırıp ona bakınca Mark bir an nefes almayı bıraktı. Passion'ın güzel yüzünde öyle çaresiz ve dokunaklı bir ifade var- dı ki Mark'ın aletinin başından yoğun ve kremsi bir meni dam- lası geldi. Passion'ın topuzundan kızıl-kahve, uzun bir bukle kurtulmuş, yüzü al al olmuştu ve tatlı, bükülmüş alt dudağı titriyordu. Uzun kirpikli gözleri ona sözlerin dile getirebileceğinden daha etkili bir şekilde yalvarıyorlardı. Mark ona bakarken, bir gözyaşı dam- lası Passion'ın yanağından kayıp göğsünün inip kalkan yükselti- sine düştü. "Mark..."Mark onun sesine bayılıyordu. Soyle, dinliyorum." Mark bunu akan menisini aletine yayar- 120 alçak sesle ve yakından söylemişti. Onu izleyen Passion bir Lupiklerini kırpıştırdı. "Ne istediğini söyle bana, Passion." Passion alnını kırıştıran bir kaş çatışıyla ıslak gözlerini ona Vayıdırdı. Bir damla daha düştü. "Biliyorsun." Matk parmağının tersiyle gözyaşının yanakta bıraktığı izi ta- pedip göğüs ucundaki nemi silerek onun nefesini kesti. "Ama ben senden duymak istiyorum. Söyle." Passion dudağını ısırdı ve parmakları yine onun pardösüsünü Vavradılar. Yanaklarından iki damla yaş daha süzüldü. Tath mi tatlı gözyaşları. "Daha fazla gözyaşı dökersen sana acıyacağım." Gözyaşının zlediği yolu öptükten sonra bir öpücük de onun titreyen du- daklarına kondurdu. "Haydi, Passion." Onu tekrar öptü. "Senin konuşmanı dinlemek bana zevk veriyor." Mark onun yumuşak alt dudağıı ısırıverdi. "Ve söylediğin şeyi benden başka kimse duymayacak." "Seni istiyorum," dedi Passion nefes nefese. Parmakları sıkı- lıp göğsü kabardı. "Seni içimde istiyorum." "Ah. Çok güzel, çünkü ben de senin içinde olmak istiyorum." Mark onun gözlerinde kaybolabilirdi. Parmaklarının tersini kalın, çıplak göğüs ucuna sürttü. "Islandın mı?" "Evet." "Vajinan şimdiden kasılıyor mu?" Kirpikleri aşağı indi ve yanakları pembeleşti. Kalabalığın gü mültüsü panonun üzerinden bulundukları yere ulaşıyordu. Mark onun çenesini yukarı kaldırdı. "Bakışlarını kaçırma ben- den." Başparmağını onun alt dudağından geçirdi. "Ve hiç utan- ma. Gerek yok." Aşağı, kendine bir göz attı. "Bak bana, aletim dışarıda, duruyorum burada o kadar cesur ki tek başına dışarıfırıyor." Dudaklarını onun nemli yanağına bastırdı. "Ama ben aldırmıyorum, çünkü seninle birlikteyim" - onun elini aletine gö türdü "bunun için buradayız." Passion'ın parmakları Mark'ın aletinden aşağı inip testislerini kavradılar. Mark'dan bastırılmış bir inilti çıktı. "Şimdi bütün menimi eteğinin üzerine boşaltma- dan önce bana bir şey söyle." Passion onun gözlerine baktı, parlayan nemli kirpikleriyle. "Kasılıyorum." diye fısıldadı. "Ve şu anda içimdeki bu boşluğu doldurmazsan arzudan delirebilirim." İki damla yaş daha düştü. Mark onlara bakmaya bayılıyordu. Onu tatmin edecek gücü olsun yahut olmasın. Passion'ın ona ih- tiyacı vardı. "Lütfen, Mark." Mark'ın soluk alıp verişi hızlandı. "İhtiyaç duyduğum şey sende," dedi Passion nefes nefesc, "Çok doğru, bende." Dudaklarını sertçe öptü. Gözyaşla- rının tadını alıyordu, dilini onun ağzına sokup pürüzsüz diş- lerinin ve damağının üzerinden geçirdı. Daha sertçe dayanıp eteğini yukarı kaldırdı ve elini bacaklarının arasına kaydırdı. Ağzının içinde inlerken, Passion ise neredeyse kollarına yığı- lacaktı. Mark'ın kanı coşmuştu. Passion kollarını ona doladı. Mark hiç böyle bir şey hissetmemişti; Passion'ın vajinasından eline damlıyordu. Öpmeyi kesip onu duvara çevirdi. Meni aletinden damlıyor- du. Başı mosmor ve şişti. Onu Passion'ın vajinasının kaygan ağ- zına yerleştirip itti. Mark aletinin hassas başını Passion'ın rahminin girişine da- yadığında sesli bir inilti koyuverdi. Dışarıdan gelen sürekli uğul- tuyla coşmuş kanının kulaklarındaki gürültüsüne rağmen onun yumuşak iniltisini de işitti. Daha hızlı bir şekilde, tekrar iterken meninin dışarı sızışını hissetti.
Sayfa 39
·
1 artı 1'leme
·
141 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.