KÖYLÜNÜN BÖLÜŞTÜRMESİ
İbnü'l-Cevzî, Latifeler kitabında İbrahim bin el-Münzir el-Hizâmî'den şu kıssayı nakleder:
Bir Arabî köylü, çölden gelerek şehirli bir adama misafir oldu. Birçok tavuğu olan ev sahibinin bir hanımı, iki oğlu, iki kızı vardı.
Ev sahibi, hanımına "Bir tavuk pişir, getir de hep birlikte yiyelim." dedi. Sofraya oturdular. Nar gibi kızarmış pilici köylüye verdiler ve "Bunu aramızda bölüştür." dediler. Bu şekilde onunla alay etmek istiyorlardı.
Köylü, "Ben bölüştürmeyi pek beceremem. Ama yine de bölüştürmeme razı olacaksanız bölüştüreyim." dedi. Ev sahibi "Senin bölüştürmene razıyız." dedi. Köylü, tavuğun başını aldı, kesip adama verdi ve "Baş, başkanın..." dedi. Sonra iki kanadı kesti ve "İki kanat, iki oğulun..." dedi. Sonra iki bacağı kesti ve "İki bacak, iki kızın..." dedi. Sonra kuyruk kısmını kesti ve "Arkası da ihtiyar kadının..." dedi ve gerisinin tümünü kendisi yedi.
Ertesi gün ev sahibi adam, hanımına "Bana beş tane tavuk pişir." dedi. Sofraya oturunca köylüye yine "Aramızda bölüştür." dedi. Köylü, "Çifter mi teker mi?" diye sordu. Adam: "Teker, teker..." dedi. Köylü:
"Sen, hanımın ve bir tavuk, üç eder." dedi ve bir tavuğu adamın önüne koydu. "İki oğlun ve bir tavuk üç eder." dedi ve ikinci tavuğu onlara verdi. "İki kızın ve bir tavuk da eder üç..." dedi ve üçüncü tavuğu onlara uzattı. Sonra: "Ben ve iki tavuk da eder üç." dedi ve iki tavuğu aldı. Köylü, ev halkının önündeki tavuklara baktığını görünce "Herhalde teker bölüştürmeden pek hoşlanmadınız." dedi. Adam bu kez "Çifter bölüştür." dedi. Arâbî köylü, tavukların hepsini aldı. Sonra "Sen, iki oğlun ve bir tavuk dört eder." dedi ve tavuğun birini adam ile çocukların önüne bıraktı. Sonra "İhtiyar kadın, iki kızı ve bir tavuk da dört eder." dedi ve ikinci tavuğu onlara verdi. Sonra "Üç tavuk ve ben de
dört eder." dedi ve üç tavuğu yanına koydu. Sonra ellerini kaldırıp "Allahım sana hamdolsun, bu zekâyı ve anlayışı bana veren sensin!" diye şükretti.
Sayfa 62Kitabı okudu
·
33 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.