Küfür,edebiyatsız bir toplumun ürünüdür.
··
37 görüntüleme
"Yaptığın bu önerme çok saçma ve bana göre hiçbir temel dayanağı yok. Senin mantığından yola çıkarsak dünyadaki bütün ülkeleri "EDEBİYATSIZ TOPLUM" olarak kabul etmeliyiz. Zira edebiyat tarihine baktığımızda Roma döneminden tutun günümüze kadar birçok şiirde, romanda ve diğer türlerde onlarca küfürlü eserler yazılagelmiştir. Şimdi biz bu bütün bu eserleri veren toplumları "edebiyatsız" olarak mı nitelendireceğiz? Eğer bunu yaparsak yaptığımız şey çok büyük bir hata olacaktır. En basitinden Catallus şiirinden bir örnek: "Düzeceğim sizi, tecavüz edeceğim, düzülmüş Aurelius, ibne Fıırius.." . Ha diyorsan ki benim kastettiğim edebiyatta işlenen küfür değil, sokaktaki basit küfürbaz insanlar. Ben de sana Cemal Süreya'nın şu sözüyle cevap veririm: "Küfür, saldırmama eylemidir." İnsan küfür edince rahatlar, sinirleri boşalır. Küfür olmasaydı ortalık kan gölüne dönerdi ki Freud'un o ünlü sözü de bunu işaret etmiştir: "Medeniyetin kurucusu ilk defa mızrak atmak yerine küfür kullanmış olan insandır."
Öncelikle bu önerme benim değil bir yerde okumuştum.Cevabını kendin vermişsin zaten sana göre saçma sana göre bir dayanağı yok.Benim bunu yazmamın sebebini sorarsan.Ben sokaktaki küfürü kastederek yazdım.Sanattaki küfür ayrı bir tartışma konusu.Bana göre toplumsal bir dayanağı var.Toplum olarak küfürü ahlaksız bir olay olarak kabul ederiz ayrıca annenin kutsal olduğunu cenneti annenin ayaklarına seren bir dini yaşayan bir toplumuz.Sokakta kullanılan küfürlerin kaç tanesi erkeğe yönelik kaç tanesi kadına yönelik önce bir bunu idrak edin.Kişiye söylenen cinsiyetçi küfürleri kesinlikle kabullenmiyorum.İstediğiniz kadar bunun arkasında durun.Samimi bulmuyorum.Okumayan edebiyatsız yaşayan bir toplumda sorunların konuşarak halledilebileceğini düşünmüyorum.Toplum içerisinde küfürün çözüm değil yangına körükle gittiğine kaç kere şahit oldum.Ayrıca şunu da belirteyim.Yaşadığım yer küfürün aileye kadar indiği ve önemsenmediği bir yer.Böyle bir yerde yaşadığım halde küfürü savunan insanlarla tartışmaya girmem ya da önemsemem.Küfür ağızdan çıktığı anda özrü olmaz.Çağdaş bir insan olmakla ahlak etiği arasında ince bir çizgi var.Bunu iyi ayırmak gerekiyor.Tabi bizimde arada ağzımızdan kaçıyor ama bunu savunacak bir şey göremiyorum kusura bakmayın.Ağız dolusu küfür etmenin hiç ailesi,annesi,kız kardeşi yokmuş gibi davranmanın bana göre bir açıklaması yok.Çok kitap okudum ama ahlaki değeri hiçbir kitap veremez.Ahlakta,edepte insanın içinde olacak.
Bu sözü ilk okumuştum.Dört yılda edebiyat hocamız tekrarladı.Bununla ilgili hiçbir art niyetim yok.Evet küfür eden fiili ediyorsa seksisttir.Küfür cinsiyetçilik üzerinden yürüyor.Cevabında küfürü ekmek,su gibi görmen de ayrıca şaşırttı.Hayat sana küfürü bu kadar meşrulaştıracak bu kadar savunacak ne yaptı ne yaşattı gerçekten merak ettim.Evet toplum içinde küfür eden ahlaksızdır.Evinde edersin ortamında edersin bunu kabul ederim ama bir otobüste,bir ortak alanda küfür ettiğinde ikinci kere ağzını açabileceği sanıyorsan sen yaşadığın toplumun ahlaki değerlerini anlamamışsın.Küfürü hayatında bir yere koymak onunla yaşamak insanı arsız yapar.İnsanın sinirlendiğinde rahatlaması için küfür etmesine de gerek yoktur.Küfürün karıştığı kavgalarda çok fazla ölen insanlar var.Bunu rahatlatır insanı sakinleştirir gibi göstermek ne kadar doğru.İnsan biraz erdem sahibi ise küfürü hayatına sokmaz.
Ben bunu niçin yazdığımı belirttim.Edebi tartışmasının ayrı olduğunu ve toplumsal yönünden bahsettim.Ben küfüre sadece edebi değil sanatsal yönden de bakıyorum.Son zamanlarda küfürle yapılan sanatın türkçeyi de sanatı da edebiyatı da zehirlendiğini düşünüyorum.Küfüründe bir edebiyatı var ama fazlası kulak tırmanıyor.Edebiyatta ve sanatta küfür ve argo kullanan sanatçılarda aşağılık kompleksi olduğu da aşikar.Kültürel yozlaşmanın ve dilsel yozlaşmanın sebeplerinden biride edebiyattaki argo kullanımdır.Yahya kemal'in dediği gibi Türkçe dilimde ana sütüdür.Edebiyatla dilin ne alakası var deme ikisi birbirinin tamamlayıcısıdır.Bir ara s*ktir et kitabı vardı.Lisedeyken uzun uzun kitabın ismini tartışmıştık.Bu isimle edebiyat yapılır mı diye.Bunu savunanlarda oldu tabi bu onların görüşleri ama ben sanat yönünden toplumsalcıyımdır.Yapılan sanatın topluma örnek ve onun örf,adet,geleneklerine uygun olmasını beklerim. Şunu söyleyebilirim ben seni anlıyorum ama ben benim için olanı söylüyorum.En başta yazarken cevabı vermişsin zaten sana göre saçma.Ayrıca konuştukça saygı çerçevesini kaçırıyorsun bu konuda hassas ol bu hiciv veya taşlama değil.
Montaigne'nın güzel bir deyişi vardır: "Tüm budalalıklar yazı kalıbına döküldü mü bir ciddililik kazanıyor. ‘Bir yerde duydum!’ derseniz olmaz. Mutlaka ‘Bir yerde okudum!’ diyeceksiniz. " diye. Senin yazdıkların da bunu özetliyor. Bir yerde okudum deyip işin içinden çıkmak...Ayrıca aynı şeyleri tekrar etmişsin. Ben yazımda zaten iki önermenin de cevabını verdim. Sokaktaki insanları kastettiğini söylüyorsun; ben de diyorum ki, insan küfür etmesin de ne yapsın? Bir şeye sinirlenince -senin kendin de itiraf ettiğin gibi- yahut başka bir şeyle karşılaşınca küfür etmek en doğal bir ihtiyaçtır. Kendini iyi hissedersin ama bu demek değildir ki küfür gayri ahlakidir. Küfür eden bir insanı ahlaksız olarak nitelendirmek de budalalığın daniskası. Küfür ağızdan çıkınca fiiliyata dökülmediği sürece hiçbir mahsuru yoktur. Küfür insan için gereklidir. Eğer etrafta sinir küpüne dönmüş yahut cinnet geçirmesine ramak kalmış insanlar görmek istiyorsan küfrü yasakla! Küfür bir nevi terapidir. Yahut papaza günah çıkarmaya giden bir günahkardır. O kişi nasıl günahlarını papaza anlatınca bir duygu boşalması yaşıyorsa küfür eden insan da aynısını yaşar. Küfür ekmek, su gibi önemli bir ihtiyaçtır ve insanların ahlakını da bozmaz. Düşüncelerini feminen bir şekilde devam ettirmen de bana hiç doğru gelmedi. Tartışmadan kaçmak için "küfür edenler seksisttir" demek korkaklıktır. Lafı fazla uzatmadan kısaca özetlemem gerekirse, küfür insanı ahlaksızlaştırmaz, insan zaten ahlaksız olmaya müsaitse ahlaksızlaşır. Bu kadar basittir bu olay. Eğer küfür eden her insan ahlaksızsa, o zaman bütün bir insanlık ahlaksızlık çukurunda debeleniyor demektir.
Sen edebiyat dışında her şeyden bahsediyorsun da bir türlü konuyu edebiyata getiremiyorsun. Çünkü bu önermeyi savunacak bir argümanın yok. Sanki benim yazdıklarımı okumuyormuşçasına ezbere konuşuyorsun ve anlamamak için direniyorsun. Dönüp dolaşıp aynı sözleri yazıyorsun. Ama yazdığın yorumu bitirdikten sonra dönüp tekrar okumanı tavsiye ederim. Neyse velhasılıkelam "Basit insanlar, genellikle kendilerinin anlama yetenekleri üstüne çıkan her şeyi kınarlar." Giderek Rochefaucauld'un bu sözüne evriliyor senin yorumların. Edebiyatın kendisinden söz edeceksen bir yorum yapma hakkı daha veriyorum sana. Yok 'ben edebiyattan anlamam, senin hayatına laf atarım, edebiyat dışında her şeyden bahsederim' diyorsan da susma hakkına sahipsin.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.