Yazar, yirmi yaşınında çalıştığı vardiyayı değiştiremediği için çalışmak zorunda kalan bir kızın her şey olağan geçerken saat sekizde 604 numaralı odaya (patronuna) yemek götürmesiyle başlayan enteresanlıkların öyküsüne değiniyor. Öykü bittikten sonra ise kendisi bu konu hakkında düşüncelerini açıklayıp her insanın (zengini, fakiri, uzun boylusu veya kısa boylusu) sadece bir gün doğum günü olduğunu ve o günde de kendisini değerli kılması gerektiğine değiniyor. Zaman geçtikçe önemsiz geldiğini değerlendirmiş olsam da aslında en çok kendimize karşı yargılarımız yaralıyor bizi. Kendimizi sevsek çok daha farklı olur hayat. Umarım hayatınızın güzel yanı her zaman kötüye nazaran daha fazla olur. Ne kadar önemsiyorsunuz bilmiyorum ama iyi ki doğmuşsunuz; dün, bugün veya yarın…