Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

desem ki, yeryüzüne beş peygamber geldi; beşincisi sensin. desem ki, iki kişi kaldık dünyada; ikincisi sensin. desem ki, birisi var yeri göğü var eden; o da sen olurdun. sana tapmak için kilden bir heykel yapardım güzelliğince. bilsem ki sen tanrı'dan iyisin, bilsem ki tanrı senden güzel değil. senin o kocaman kocaman gözlerin yok mu, nasıl duruyor boşluğunda arzuların anlamıyorum. nasıl nasıl bakıyor bana, böyle merhametten uzak. git diyorsun, nereye gideyim? ümitlerim ne olacak, bunca şiirleri kim söyleyecek sana, kim anlatacak dünyaya sığmayan güzelliğini? gitmek mümkün olsa da gitsem uzaklara, sevmesem seni bir daha, paramparça etsem yüreğimi cam gibi. sonra yaksam, savursam küllerini karlı dağlardan, açık denizlerden. yine seni severdim toz toz, yine sana tapardım küllerin ağırlığınca. bu oksijen gazı olmasa da olurdu ama beethoven gelmeseydi dünyaya seni bu kadar sevemezdim. ikimizin ortasında o duruyor; sağımızda birinci keman, solumuzda ikinci keman, karşımızda üçüncü keman. sonra orglar, flütler, kontrbaslar. sustur şu orkestrayı beethoven, şimdi dokuzuncu senfoninin sırası mı? bunca yalnızlıklar, bunca yoksulluklar benim işim değil. bu çirkinliği ben yaratmadım, ne de bu kahpe güzellikleri. bende sevmediğin ne varsa senden türedi. şu karanlık bakışlar, şu ellerin pisliği, şu dudaklarımdan çıkan iğrenç sözler; besbelli senin eserin. ne buldumsa sende buldum, kötülükten yana. ne öğrendimse senden öğrendim, seni sevdikten sonra başladım yaşamaya. seni tanrı yarattıysa beni kim yarattı? bu azabı kim verdi bana? çıngıraklı yılanların zehrini içtim, balinaların kusmuklarını. kükürt kokulu imkansızlıklar içindeyim oysa güzeldim tarihin ilk çağlarında. görsen şaşardın, öyle aydınlıktım, öyle iyiydim. kobalt mavileriyle doluydu yüreğim, kurşun beyazlarıyla. severdin beni, midye kabuklarının yeşilliğince. sonunda dediğim çıktı işte. samanyolu'ndan bir yıldız düştü dünyaya, sinekler gibi eziliverdi insanlar. her şey bir anda olup bitti, yapayalnız kaldık. ne radyo-aktivite, ne mantar şeklinde bulutlar, ne yaşamak sevinci, ne ölüm korkusu. sonunda üç kişi kaldık dünyada. sen, ben, bir de jiro'nun lesko'su. yine bana bakarken yüzün kızarıyor, toplum kurallarından kurtulamadın daha. bütün çayırlar bomboş. görmüyor musun? al başını dağlara çık, avaz avaz şarkı söyle sokaklarda. bir kibrit çak, bütün evler yansın. yüz bin yılın öcünü al bu şerefsiz dünyadan. sonra kaldır kendini, denize at. biraz serinle. sevebildiğim kadar insanım ben, on gram arsenik yeter canıma. beni düşünme. uzan mistral rüzgarlarının üzerine nünbüs bulutlar geliyor, kaç. uykumuz bölündü çırılçıplağız, kum fırtınaları başladı çin seddinin ötesinde. gölgemizi bir asya şehrinde unuttuk. taklamakan çöllerinde kaldı rüyalarımız. haydi git. yok olduk, iki olduğumuz yerde. haydi git. bir kalırsak yine var olacağız.
·
1 artı 1'leme
·
104 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.