Talat ve Fitnat'ın aşkını anlatan bu kitabı çok sevdim. İlk yerli roman olmasına rağmen de oldukça başarılı buldum. Kurgusu çok iyiydi. Dilide akıcı ve sadeydi. Okuyucuyu alıp götüren bir havası var.Gelelim kitabımızdaki aşk hikayesine. İns Eserde evinden hiç çıkmayan, pencere önü kızı bir Fitnat hanım var. Talat bey Fitnat hanımı tütün alırken görüyor ve o görüşle o gözler sanki kalbine mühürleniyor. Fitnatını görmek için kılıktan kılığa giriyor. Ona sarılmayı, görmeyi, öpmeyi başarıyor. Kavuşuyorlar da lakin ayrılık onların peşini bırakmıyor. Sanki ayrılık onların kaderi için yazılmış gibi ama bana sorarsanız onlar hiç ayrılmadılar. İnsan sadece pencereden gördüğü insana da aşık olabilirmiş. Kavuşmayacağını bile bile de kalbinde çiçekler açabilirmiş. Ne saf şeymiş aşk. Ve gerçek aşıklar her zaman için kavuşabilirmiş Hep yan yana aşkla birbirlerine sarılabilirlermiş. Atilla İlhan'ın da dediği gibi:
❝ çünkü ayrılık da sevdâya dahil
çünkü ayrılanlar hâlâ sevgili
hiç bir anı tek başına yaşayamazlar
her an ötekisiyle birlikte
herşey onunla ilgili ❞
Şimdiden keyifli okumalar :)