Ses ve soluğum şimdi, Gün’e ve Gece’ye Katkı. Belki nedensiz bir ürpermeyim, karışık evrenin taş çekirdeğinde. Görkemim belki, aranacağım kargaşayı beklerken. Sayısız pencere, sayısız çığlığın içinde gitgide ürken engeli koridorda balkıyıp duruyorum. İşte çatlayan duvarlarım. İşte can kolladığım seki, basamak, kanlı düzlük. Sonradan yırtılacağım et, işte. Burada, kül beyaz bir sarnıcın aldatı duyarlığının orta yerinde-hep ve aralıksız burada, zamanın beni sancıyamıladığı yerdeyim artık.