Kitapta, hayvanlar üzerinden diktatörlük rejimlerinin ağır bir eleştirisi yapılmış. Kitaba bir çiftlikte, ilk etapta domuzların önderliğinde, domuz ve diğer tüm hayvanların çiftlikteki insanlara karşı bir direniş hareketi ile başlıyoruz. Direniş başarılı oluyor ve hayvanlar çiftlik yönetimini ele geçiriyor. Sonrasında çiftlikte belirli emirler konuluyor. Bu emirler 7 tane, ve şu sekilde: İki ayaklılar (insanlar kastediliyor) düşmandır, dört ayaklı veya kanatlı herkes dosttur, hiçbir hayvan giysi giymeyecek, hiçbir hayvan yatakta yatmayacak, hiçbir hayvan içki içmeyecek, hiçbir hayvan başka bir hayvanı öldürmeyecek, ve nihayetinde "bütün hayvanlar eşittir." Fakat kitap boyunca domuzların diğer hayvanlardan daha akıllı olarak anlatıldığını ve bu yüzden çeşitli imtiyazlar tanındığını görmekteyiz. Öyle ki kitabın sonuna doğru, bu "pozitif ayrımcılığa" kadar varmakta. Öte yandan, bu bahsettiğim 7 emirin yavaş yavaş delindiğini görüyoruz. İlk başlarda çiftliğin yöneticisi iki domuz konumunda olan Napoleon ve Snowball'un fikir ayrılıklarına düştüğünü ve sonrasında ise Napoleon'un, Snowball'a kumpas kurması ile beraber tek adam rejiminin iyice altını kazıdığını anlıyoruz. Sonrasında ise kurallar yavaş yavaş delinmekte: İnsanlarla iş birliği yapılıyor, her hafta yapılan toplantılar yavaşça tavan arasına kaldırılıyor; domuzlar çiftlik evine taşınarak yataklarda yatmaya başlıyor, başka muhalif hayvanlar öldürülüyor, domuzlar içki içiyor... Ve hazin son... Yorumum: Aslında günümüzdeki diktatörlük rejimlerinin özeti bu kitap. Sadece hikayeleştirilmiş. Diktatörlük rejimlerindeki çarpıtmalar, yalanlar, kulisler o kadar iyi anlatılmış ki... kendinizden (ve tabii ki toplumdan) bir parça bulmadan edemiyorsunuz. Puanım 9/10.

Hayvan ÇiftliğiGeorge Orwell · Can Yayınları · 2020246bin okunma

·

30 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Ayperi Ş. Uzun