Gönderi

Dorothea bana yaklaştı. Uzun uzun dudaklarımdan öptü. Şiddetle sıkıca sarıldı; uzun zamandan beri ilk defa kendini bu derece serbest bırakıyordu. Hemen, yolun dışındaki sürülmüş toprakta, aşıkların yaptığı gibi oynaşmaya başladık. Mezarların üzerindeydik yine. Dorothea bacaklarını genişçe açtı, cinsel organına kadar soydum onu. O da beni soydu. Yumuşak toprağın içine düştük. İyi kullanılan bir sabanın toprağa gömüldüğü gibi, nemli vücuduna gömüldüm bende. Bu bedenin altındaki toprak, bir mezar gibi açılmıştı; çıplak vücudu da, yeni bir mezar gibi açılmaktaydı bana. Yıldızlı mezarlıkta sevişirken kendimizden geçmiştik. Mezarın içindeki iskeleti ortaya çıkaran ışıkların her biri, birbirine karışmış gövdelerimizin hareketleri kadar karışık, titrek bir gökyüzü oluşturmaktaydı. Hava soğuktu. Ellerim toprağa gömülüyordu; Dorothea’nın kopçalarını çözdüm, parmaklarıma yapışan soğuk toprağı göğsüne ve çamaşırlarına bulaştırdım. Giysilerinin altından çıkan göğüsleri ayı andıran bir beyazlığa sahipti. Ara sıra birbirimizi bırakıp soğuktan titriyorduk; birbirine çarpan iki sıra diş gibi titremekteydi vücutlarımız.
·
138 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.