16-
Siz onu yok saysanız da, inkara devam etseniz de, işte o iman orada hapsolur kalır. Dilinize yüzünüze etki etmez.
Kalbi kararan, Rabbini inkar eden imansızlardan olursunuz da o iman içeride yine de bekler ve kavuşur geldiği yere ama onun derdi giderken sizi de götürmektir.
17-
Peki öldünüz, kabre girdiniz.
İşte o arş-ı alâya geçmeyen, geçmek istemeyen günahlarınız toprağın içine girdi. Kabrinize geldi. Kabirde de ateşe döndü. Yaşarken de ateşe döndü, kabirde de döndü.
Hani ölüm vardı? Kusura bakmayın ölüm yok !
18-
Ölüm olsaydı ilk önce biz giderdik önde. "Bizler sizi uyarmakla görevliyiz. Bizler görevimizi tamamladık. Oradan ayrıldık, buraya geldik ama ölümün olmadığını burada da bildik.
Rabbimin iznidir. Bereketidir.
Kulunun kuluna vesilesidir.
Anlayana, anlamak isteyene.
19-
Günahlar çok arttı, söyleyenleri de susturmak istese de iman yok mudur?
O iman işte o günahları yakar. Arş-ı alâyı geçmeyen, geçmek istemeyen günahları bir bir eritir. Zahmetten rahmete çevirir.
Yok eğer yaşarken olmadı ya, size göre öldüğünüzde yani kabirde yine devam eder.
20-
Kabirde de eğer bitmediyse cehenneme gider, orada sizi bekler. Cehenneme azabını, sıkıntısını dünyada kazanır, kabirde tanışır, cehennemde de tadar yer onu. Yok eğer imanını tazelerse, imanı için hareket ederse dünyada da beslenir, kabirde de sevinir, cennette de sebeplenir.
21-
Siz karar verdiniz, kararınızın karşılığını bedelini aldınız, alacaksınız.
Neyi istiyorsanız, neyi bulmak isterseniz, neyi görmek isterseniz, neyi yemek isterseniz, neyi seçerseniz onu nasiplenirsiniz.
İster günahı, ister sevabı
Hamza Seyid Kendiyas Hz
(ruhuna el Fatiha)