Nazım Hikmet: "Bir gün dergi idarehanesine kısa boylu, gözlüklü bir genç geldi. Almanca bildiğini, hikayeler yazdığını ve isminin Sabahattin Ali olduğunu söyledi. Hikayelerinden birini bıraktı çıktı. Alman romantizminin tesiri altında yazılmış olmasına rağmen, konu ve muhtevası bakımından Türk edebiyatında bir yenilik teşkil ediyordu."